Az önce söylediklerime ilave etmek istediğin bir şey var mı?
- Is there anything you want to add to what I just said?
Hala bu açıklamaya eklenecek bir şey var mı?
- Is there still something to add to his explanation?
Lütfen Tom'u listeye ekleyin.
- Please add Tom to the list.
Daha sonra yapmak istediğimiz şey biraz tuz ilave etmek.
- What we want to do next is add some salt.
İlave etmek istediğin bir şey var mı?
- Is there anything you'd like to add?
Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
- Adding up numbers is very uplifting.
Hesap makinesi kullanarak sayıları toplamak kolaydır.
- It is easy to add numbers using a calculator.
Çocuk nasıl toplama yapılacağını bile bilmiyor.
- The child does not even know how to add.
Toplamayı severim ama çıkarmayı değil.
- I like addition but not subtraction.
O yakında tekrar yazacağını mektubunda ekledi.
- She added in her letter that she would write again soon.
Tom bir teknoloji bağımlısı.
- Tom is a technology addict.
Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.
- Adding comments makes reading the code easier.
10'a 5 eklemek kolaydır.
- It is easy to add 5 to 10.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- I can add many sentences in different languages.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
Katılımcıların başkalarına saygılı cümleler eklemeleri gerekir.
- Contributors should add sentences that are respectful of others.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.
Biraz şeker ekler misin?
- Don't you add some sugar?
They launched a mortar strike on a UN compound.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
- My mother forgot to add salt to the salad.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
- Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Biraz daha tuz ilave edelim mi?
- Shall we add a bit more salt?
After engaging the boss for one minute, two adds will arrive from the back and must be dealt with.
He added that he would willingly consent to the entire abolition of the tax. - William Macaulay.
I will add to your yoke. - 1 Kings 12:14.
As easily as he can add together the ideas of two days or two years. - John Locke.
... to add to the more than eight million new jobs are businesses have created ...
... add to that i had to make it happen ...