The police uncovered a major drug operation.
- Polisi büyük bir uyuşturucu operasyonunu ortaya çıkardı.
I heard that Tom had been smuggling drugs into America for years before he got caught.
- Ben, yakalanmadan önce Tom'un yıllardır Amerika'ya uyuşturucu ticareti yaptığını duydum.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
Sami turned to alcohol and narcotics to stop the pain.
- Sami acıyı durdurmak için alkol ve uyuşturucuya yöneldi.
We must get rid of all this stuff.
- Bütün bu uyuşturucudan kurtulmalıyız.
He lost consciousness under the influence of the anesthetic.
- Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.
I think that Tom doesn't do drugs.
- Tom'un uyuşturucu kullandığını sanmıyorum.
Tom doesn't do drugs.
- Tom uyuşturucu kullanmaz.
Excessive gambling causes the same brain changes as a drug addiction.
- Fazla kumar, uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişimlerine neden olur.
Sami had a serious drug addiction.
- Sami'nin ciddi bir uyuşturucu bağımlılığı vardı.
Tom is a drug addict.
- Tom bir uyuşturucu bağımlısı.
I didn't know Tom was a drug addict.
- Tom'un uyuşturucu bağımlısı olduğunu bilmiyordum.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.
- Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı.
They found drugs in his luggage.
- Onlar onun bagajında uyuşturucu madde buldu.