unrestrained or uninhibited

listen to the pronunciation of unrestrained or uninhibited
İngilizce - Türkçe

unrestrained or uninhibited teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wild
{s} yabani

Yabanî hayvanlar ormanda yașar. - Wild animals live in forests.

Yabani kuşları izliyorum. - I am watching wild birds.

wild
vahşi

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü. - She dreamt about wild jaguars.

Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar. - Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.

wild
uygarlaşmamış
wild
asi
wild
acayip
wild
bayılmak
wild
hiddetli
wild
Yaban hayatı

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı. - Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür. - The area is notable for its scenery and wildlife.

wild
Coşkulu
wild
zırzop
wild
{s} serkeş
wild
{s} sinirli
wild
{s} rasgele
wild
serseri bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan k
wild
(isim) ıssız, tenha
wild
dönek
wild
{s} delişmen
wild
(zarf) çılgınca, vahşice, başıboş bir şekilde
wild
{s} çılgınca

Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor. - The consumer price index has been fluctuating wildly.

Kalbi çılgınca çarpıyordu. - His heart was beating wildly.

wild
{i} tenha

Parti oldukça tenhaydı. - The party was pretty wild.

İngilizce - İngilizce
wild
unrestrained or uninhibited

    Heceleme

    un·re·strained or un·in·hi·bi·ted

    Türkçe nasıl söylenir

    ʌnristreynd ır ʌnînhîbîtîd

    Telaffuz

    /ˌənrēˈstrānd ər ˌənənˈhəbətəd/ /ˌʌnriːˈstreɪnd ɜr ˌʌnɪnˈhɪbɪtɪd/