Kediler genellikle hareketli araçlar tarafından ezilirler.
- Cats are often run over by moving vehicles.
Bu ilginç, komik ve hatta hareketli bir hikaye.
- This is an interesting, funny and even moving story.
Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
- Sami's testimony was extremely moving.
Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
- This story is interesting, funny and even moving.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Biz gelecek ay taşınıyoruz.
- We are moving next month.
Tom ve Mary önümüzdeki ay taşınıyorlar.
- Tom and Mary are moving next month.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
Sadece birkaç şeyi yeni evimize taşıyoruz.
- We're just moving a few things to our new home.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
- Moving a huge boulder is going to be very hard.
İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
- It's an incredibly moving story.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.
- A fish swims by moving its tail.
Hareket etmeyi sürdürmek zorundayım.
- I've got to keep moving.
Hareket etmeye devam etmem gerekiyor.
- I need to keep moving.
Hareket eden bir şey görüyorum.
- I see something moving.
Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.
- It's dangerous to jump off a moving train.
Tom Boston'a taşınmayı düşündü ama aleyhte karar verdi.
- Tom considered moving to Boston, but decided against it.
Tom Boston'a taşınmayı düşünüyor.
- Tom is thinking about moving to Boston.
Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
- Please don't lean out of the window when we're moving.
moving pictures.
The rats' movings are willed movements.
a moving story.
... mobile, or whether we're moving into a post-advertising ...
... and man can finally choose to stop moving. ...