ilerleyen

listen to the pronunciation of ilerleyen
Türkçe - İngilizce
progressive
moving
go ahead
proceeded
passing
booming
advancing
advancing, progressive
onward
going far
oncoming
developing
coming
risinq
ilerleyen alfabe sistemi
(Askeri) progressive alphabet system
ilerleyen dalga
progressive wave
ilerleyen dalgalar
(Askeri) progressive waves
ilerleyen kırılma
progressive failure
ilerleyen oturma
progressive settlement
ilerleyen saatlerde
on the advancing hours
ilerleyen saatlerde
later in the day
ilerleyen safha
progressive aspect
ilerleyen sahil
(Askeri) advancing coast
ilerleyen uzunayak
advancing longwall
ilerleyen yaşlanma
progressive aging
yavaş ilerleyen
lingering
ilerle
go on
ilerle
proceed with
ilerle
move forward

Move forward one step. - Bir adım ileriye ilerle.

We need to move forward. - İlerlememiz gerekiyor.

ilerle
{f} proceeding
ilerle
proceed

We'll proceed exactly as you suggest. - Tam olarak önerdiğiniz gibi ilerleyeceğiz.

Tom was unsure how to proceed. - Tom nasıl ilerleyeceğinden emin değildi.

ilerle
got ahead
ilerle
{f} proceeded

The ship proceeded to her destination. - Gemi hedefine doğru ilerledi.

ilerle
get ahead

Do you want to get ahead in English? - İngilizcede ilerlemek istiyor musun?

ilerle
march on
ilerle
go ahead

Go ahead and ask Tom. - İlerleyin ve Tom'a sorun.

I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now. - İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.

ilerle
advance

The army advanced up the hill. - Ordu tepeye kadar ilerledi.

Stop the enemy's advancement. - Düşmanın ilerlemesini durdur.

ilerle
went ahead
ilerle
gone ahead
ilerle
{f} advanced

The army slowly advanced across the river. - Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.

The army advanced up the hill. - Ordu tepeye kadar ilerledi.

ilerle
go#ahead
ağır ilerleyen
sluggish
ilerle
progress

He made good progress in handling this machine. - O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.

Check the enemy's progress before they reach the town. - Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.

mesleğinde ilerleyen
budding

He is a budding singer. - O, mesleğinde ilerleyen bir şarkıcıdır.

müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi
crawler
zorla ilerleyen
plodding
çabuk ilerleyen
virulent
önde sürünerek ilerleyen asker
creeping barrage
ilerleyen