The revolutionary council met to plan strategy.
- Devrim konseyi strateji planlamak için toplandı.
Tom and Mary are busy planning their wedding.
- Tom ve Mary düğünlerini planlamakla meşgul.
I'd like to schedule an appointment for tomorrow.
- Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.
I'd like to schedule an appointment.
- Bir randevu planlamak istiyorum.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
Sami met with Layla to plan a kidnapping.
- Sami bir kaçırmayı planlamak için Leyla ile buluştu.
Tom learned later that Mary wasn't planning to live in Boston.
- Tom Mary'nin Boston'da yaşamayı planlamadığını daha sonra öğrendi.
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
What time is your plane scheduled to take off?
- Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?
Tom is scheduled to give a concert in Boston on October 20th.
- Tom 20 Ekimde Boston'da bir konser vermeyi planladı.
I'd like to schedule an appointment with Dr. Jackson.
- Doktor Jackson'la bir randevu planlamak istiyorum.
I'd like to schedule an appointment.
- Bir randevu planlamak istiyorum.
What time is your plane scheduled to leave?
- Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
What time is your plane scheduled to take off?
- Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?
It seems that Tom had planned to give Mary the loan she had been looking for.
- Tom Mary'nin aradığı krediyi vermeyi planlamış görünüyor.
I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.
- Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
I'm following the plans made by congress.
- Kongre tarafından yapılan planlara uyuyorum.
Things did not go as intended.
- İşler planlandığı gibi gitmedi.
I'd intended to have my homework finished by now.
- Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
I'll ask him where he is planning to go during the vacation.
- Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.
The attack began without enough planning.
- Saldırı yeterli planlama yapılmadan başladı.