Yaşlı insanlara saygı göstermeliyiz.
- Wir sollten alten Menschen Respekt zeigen.
Tüm insanlar doğuştan eşittir.
- Alle Menschen sind von Geburt an gleichberechtigt.
Kadar iki kişinin birbirini aramadan bulmasıdır.
- Schicksal ist, wenn zwei Menschen sich finden, die sich nie gesucht haben.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Eminim ki halkın seni özlüyordur.
- I'm sure your folks miss you.
Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.
- In this paper, I compare the folklores of Germany and Holland.
Afrika folklorü çok ilginçtir.
- African folklore is very interesting.
Burada görülecek hiçbir şey yok, millet. Devam edin.
- Nothing to see here, folks. Move along.
Size yardım edebilir miyim millet?
- Can I help you folks?
Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
- In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
Bu insanlara bazı içecekler alın.
- Get these folks some drinks.
Halk müziğiyle çok ilgileniyorum.
- I'm very interested in folk music.
İrlanda halk müziğiyle çok ilgileniyorum.
- I'm very interested in Irish folk music.
O onların duyarlı varlıklar olmadıklarını düşünüyor.
- He thinks that they are not sentient beings.
Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır.
- Let's respect the animals, because they are sentient beings.
Humans were never meant to live forever.
- Die Menschen waren nie dazu gedacht, ewig zu leben.
It's presumptuous for humans to assume that our task is to do what only God can do.
- Es ist anmaßend von Menschen, anzunehmen, dass unsere Aufgabe ist, zu tun, was nur Gott tun kann.