kur

listen to the pronunciation of kur
Türkçe - İngilizce
courtship

Traditionally, men were expected to take the lead in courtship. - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.

{i} rate

I'd like to know the exact exchange rate for yen. - Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.

What's today's exchange rate? - Bugünkü döviz kuru nedir?

course

If you flunk this exam, you'll have to repeat the course. - Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.

She signed up for a Spanish course. - O, İspanyolca kursuna kaydoldu.

flirt
attention
G.S.O. (general staff officer)
(abbr. for Kurmay) mil
G.S. (general staff)
par

Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular. - Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

I contacted my parents. - Ebeveynlerimle temas kurdum.

rate of exchance
flirtation
pass

They were rescued by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.

All the passengers were saved from drowning. - Bütün yolcular boğulmaktan kurtarıldılar.

courting, wooing
suit

Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough. - Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

class

Tom can swim faster than anyone else in his swimming class. - Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.

Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread. - Geçen yıl baharda bir yemek kursuna katıldım ve ekmek nasıl pişirilir öğrendim.

court

The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears. - Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

If I had known before I courted, I never would have courted none. - Kur yapmadan önce bilseydim hiç kur yapmazdım.

wooing

He tried wooing her with love poems. - O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

rush
addresses
establish

Let's establish some ground rules. - Bazı temel kurallar belirleyelim.

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

institute

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

The education in that institute is simply pathetic. - O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.

{f} founded

Harvard University was founded in 1636. - Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.

The city was founded in 573. - Şehir 573'te kuruldu.

ploughing
{f} installed

Tom installed a surveillance camera. - Tom bir güvenlik kamerası kurdu.

We've installed several security cameras. - Tom birkaç güvenlik kamerası kurdu.

install

Full body scanners were installed at the airport. - Havaalanına tam beden tarayıcıları kuruldu.

One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store. - iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

{f} set up

Tom set up a website for Mary. - Tom Mary için bir websitesi kurdu.

The University Administration decided to set up a branch campus in New York. - Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.

{f} establishing
{f} set

What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how? - Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?

His second son married and settled down. - Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

setup
put together

Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki! - Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.

Bush put together a hard-working team. - Bush çalışkan bir ekip kurdu.

{f} established

The school was established in 1650. - Okul, 1650'de kuruldu.

The town was established in the 18th century. - Kasaba 18. yüzyılda kurulmuştur.

{f} mounting
{f} assembly

2016 was declared the International Year of Pulses by the United Nations General Assembly. - 2016 birleşmiş milletler genel kurulu tarafından uluslararası bakliyat yılı ilan edildi.

Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and association. - Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.

lead

The leader should know where to set up the tent. - Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.

This is as heavy as lead. - Bu kurşun kadar ağır.

constituted
puttogether
kur yapmak
flirt
Kur Değişim Ücreti
(Finans) Exchange Rate Change Fee
kur an
establish an
kur yapma
courtship

Traditionally, men were expected to take the lead in courtship. - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.

kur'an
Quran
kur farkı
difference of exchange
kur farkı
exchange rate
kur yapan kimse
wooer
kur yapma
courting

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

kur yapma
wooing

He tried wooing her with love poems. - O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

kur yapma
suit

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

kur yapma
addresses
kur yapma
flirtation
kur yapmak
rush
kur yapmak
woo
kur yapmak
pitch

Tom doesn't want to pitch. - Tom kur yapmak istemiyor.

Tom didn't want to pitch. - Tom kur yapmak istemedi.

kur yapmak
pay one's attention to smb
kur yapmak
pay one's addresses to
kur yapmak
court
kur yapmak
to pay court to, to make advances to, to flirt, to court
kur yapmak
make a pass at
kur yapmak
pay court to
kur yapmak
spark
kur yapmak
philander
kur yapmak
sue
kur yapmak
pay one's court to
cari kur
(Ticaret) spot rate
gerçek kur
(Ticaret) current exchange rate
geçerli kur
(Ticaret) spot exchange rate
resmi kur
(Ticaret) official exchange rate
spot kur
(Ticaret) spot exchange rate
kur yapmak
make love to
Kur yapmak
pull someone's leg
dalgalı kur
(Finans) Floating exchange rate
sabit kur
(Finans) Fixed exchange rate
Gn. Kur
(abbr.for Genelkurmay) mil. G.S. (General Staff)
borsa kur cetveli
price list
bugünkü kur
today's rate
daha sonra kur
install later
esas kur
(Ticaret) central rate
esnek kur
flexible rate
evrak çantası kur
(Bilgisayar) briefcase setup
günlük kur
current rate of exchange
günlük kur
current exchange
günlük kur
per diem rate
hesap kur
(Bilgisayar) setup account
maliye ve kur politikaları
(Ticaret) adjustment policies
merkezi kur
(Hukuk) central exchange rate
microcosm kur
(Bilgisayar) microcosm setup
microsoft kur
(Bilgisayar) microsoft setup
microsoft kur aracı
(Bilgisayar) microsoft setup tool
modem kur
(Bilgisayar) modem setup
modem kur
(Bilgisayar) install modem
office kur ve kaldır
(Bilgisayar) office setup and uninstall
ortalama kur
(Ticaret) middle rate
ortalama kur
(Ticaret) average rate of the exchange
otomatik kur
(Bilgisayar) automatic setup
referans kur
(Ticaret) reference rate
serbest kur
(Ticaret) free exchange rate system
sunucu tabanlı kur programı
(Bilgisayar) server based setup utility
taban kur
(Ticaret) floor exchange rate
vadeli kur
forward rate
vadeli kur primi
(Ticaret) forward premium
windows için kur
(Bilgisayar) install for windows
windows için microsoft kur
(Bilgisayar) microsoft setup for windows
windows kur
(Bilgisayar) windows setup
windows kur için ağ yolu
(Bilgisayar) network path for windows setup
çapraz kur
(Hukuk) currency crossrate, cross exchange rate
İngilizce - İngilizce
In Sumerian mythology, primarily a mountain or mountains, and usually referred to the Zagros mountains to the east of Sumer
A course of treatment
A course of treatment Also known as cure
to produce
Key User Requirements
A planned course of treatment or supervised series of spa treatments over a period of time
Türkçe - Türkçe
Karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma
Cilve yapma
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
Kurs değeri (II)
Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışma
Kurs değeri
KÛR
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kûrân) f. Kör, âm
kur'ân-ı kerim
Kur'ân veya Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Muhammed'e Allah (c.c.) tarafından Cebrail aracılığıyla vahiyler şeklinde gönderildiğine inanılan kutsal kitap. İlk kez 7. yy'da kitap haline getirilmiştir. Kur'ân ayrıca Kelamullah, Kitabullah, Furkan, Tenzil, Mushaf, Kitab, Nur, Zikir ve Ümmülkitap isimleriyle bilinir. Fatiha Süresi ile başlayıp, Nas Süresi ile sona erer
KUR'A
(Osmanlı Dönemi) Talih denemek maksadı ile çekilen kapalı pusla veya fal açma
KUR'AN
(Osmanlı Dönemi) Allah (C.C.) tarafından Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma Cebrâil Aleyhisselâm vâsıtası ile (yâni vahiyle) gönderilen ve beşeriyetin bütün saadet düsturlarını hâvi en mukaddes ve en son kitâb-ı semâvidir. Din ve dünyanın nizâmını en iyi şekilde bildirir, kâinatın neden ve niçin yaratıldığını ve hikmetlerini beyan eder. Başıboşluk ve serserilikten kurtarıp ibâdet ve taata, emniyet ve nizâma ve saadete sevkeder ve insanın ebedi selametine vesile olur
KUR'AN
(Osmanlı Dönemi) Lugat mânasına göre Kur'ân: Tilâvet, okumak, cem' ve
Kur'an
İslâm dininin temel ilkelerini, Hz. Muhammed'e gönderilen Tanrı buyruklarını içeren, Müslümanlığın temel kitabı, Kur'an-ı Kerim, Kelâmıkadim, Mushaf
Kur'ân'ın a'dâsı
(Osmanlı Dönemi) Kur'ân'ın düşmanları
kur'a
Ad veya numara çekme
kur'a efradı
Kur'a neferleri
kur'acı
Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kur'a çektiren subay
cari kur
Piyasada arz ve talep sonucu belirlenen kur
cari kur
Bir kambiyo işleminin yapıldığı anda söz konusu olan kur
hüccetü'l Kur'ân ale'ş·şeytan
(Osmanlı Dönemi) şeytana karşı Kur'ân'ın delili
katlı kur
Az gelişmiş ülke ekonomilerine özgü birden çok döviz kuru uygulama yöntemi
çapraz kur
İki ülke parası arasında üçüncü bir ülkenin parasıyla belirlenen kombiyo sürüm değeri, üç ülke parasının birbirlerine oranı
kur