kur

listen to the pronunciation of kur
Türkisch - Englisch
courtship

Traditionally, men were expected to take the lead in courtship. - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.

{i} rate

I'd like to know the exact exchange rate for yen. - Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.

What's the exchange rate today? - Bugün döviz kuru nedir?

course

I hate so-called 30 days language courses. - Sözde 30 günlük dil kurslarından nefret ediyorum.

In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker. - Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.

flirt
attention
G.S.O. (general staff officer)
(abbr. for Kurmay) mil
G.S. (general staff)
par

I contacted my parents. - Ebeveynlerimle temas kurdum.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

rate of exchance
flirtation
pass

Being careful and diligent is necessary, but not sufficient for passing this course. - Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir.

The rescue party searched for the missing passengers. - Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.

courting, wooing
suit

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough. - Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.

class

Tom was daydreaming in class. - Tom sınıfta hayal kuruyordu.

You aren't really going to get rid of your classic car, are you? - Klasik arabandan gerçekten kurtulmayacaksın, değil mi?

court

The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears. - Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

wooing

He tried wooing her with love poems. - O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

rush
addresses
establish

The town was established in the 18th century. - Kasaba 18. yüzyılda kurulmuştur.

The school was established in 1650. - Okul, 1650'de kuruldu.

institute

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

The education in that institute is simply pathetic. - O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.

{f} founded

Harvard University was founded in 1636. - Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.

Our school was founded in 1990. - Okulumuz 1990'da kuruldu.

ploughing
{f} installed

Tom had solar panels installed on the roof of his house. - Tom çatısına güneş paneli kurdurdu.

We've installed several security cameras. - Tom birkaç güvenlik kamerası kurdu.

install

This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation. - Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.

One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store. - iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

{f} set up

The University Administration decided to set up a branch campus in New York. - Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.

The leader should know where to set up the tent. - Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.

{f} establishing
{f} set

I'll set the alarm for seven o'clock. - Alarmı yediye kuracağım.

The leader should know where to set up the tent. - Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.

setup
put together

Bush put together a hard-working team. - Bush çalışkan bir ekip kurdu.

Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki! - Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.

{f} established

The school was established in 1650. - Okul, 1650'de kuruldu.

Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271. - Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.

{f} mounting
{f} assembly

Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly. - Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.

2016 was declared the International Year of Pulses by the United Nations General Assembly. - 2016 birleşmiş milletler genel kurulu tarafından uluslararası bakliyat yılı ilan edildi.

lead

It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it. - İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.

No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free! - Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!

constituted
puttogether
kur yapmak
flirt
Kur Değişim Ücreti
(Finans) Exchange Rate Change Fee
kur an
establish an
kur yapma
courtship

Traditionally, men were expected to take the lead in courtship. - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.

kur'an
Quran
kur farkı
difference of exchange
kur farkı
exchange rate
kur yapan kimse
wooer
kur yapma
courting

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

kur yapma
wooing

He tried wooing her with love poems. - O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

kur yapma
suit

He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor. - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.

kur yapma
addresses
kur yapma
flirtation
kur yapmak
rush
kur yapmak
woo
kur yapmak
pitch

Tom doesn't want to pitch. - Tom kur yapmak istemiyor.

Tom didn't want to pitch. - Tom kur yapmak istemedi.

kur yapmak
pay one's attention to smb
kur yapmak
pay one's addresses to
kur yapmak
court
kur yapmak
to pay court to, to make advances to, to flirt, to court
kur yapmak
make a pass at
kur yapmak
pay court to
kur yapmak
spark
kur yapmak
philander
kur yapmak
sue
kur yapmak
pay one's court to
cari kur
(Ticaret) spot rate
gerçek kur
(Ticaret) current exchange rate
geçerli kur
(Ticaret) spot exchange rate
resmi kur
(Ticaret) official exchange rate
spot kur
(Ticaret) spot exchange rate
kur yapmak
make love to
Kur yapmak
pull someone's leg
dalgalı kur
(Finans) Floating exchange rate
sabit kur
(Finans) Fixed exchange rate
Gn. Kur
(abbr.for Genelkurmay) mil. G.S. (General Staff)
borsa kur cetveli
price list
bugünkü kur
today's rate
daha sonra kur
install later
esas kur
(Ticaret) central rate
esnek kur
flexible rate
evrak çantası kur
(Bilgisayar) briefcase setup
günlük kur
current rate of exchange
günlük kur
current exchange
günlük kur
per diem rate
hesap kur
(Bilgisayar) setup account
maliye ve kur politikaları
(Ticaret) adjustment policies
merkezi kur
(Hukuk) central exchange rate
microcosm kur
(Bilgisayar) microcosm setup
microsoft kur
(Bilgisayar) microsoft setup
microsoft kur aracı
(Bilgisayar) microsoft setup tool
modem kur
(Bilgisayar) modem setup
modem kur
(Bilgisayar) install modem
office kur ve kaldır
(Bilgisayar) office setup and uninstall
ortalama kur
(Ticaret) middle rate
ortalama kur
(Ticaret) average rate of the exchange
otomatik kur
(Bilgisayar) automatic setup
referans kur
(Ticaret) reference rate
serbest kur
(Ticaret) free exchange rate system
sunucu tabanlı kur programı
(Bilgisayar) server based setup utility
taban kur
(Ticaret) floor exchange rate
vadeli kur
forward rate
vadeli kur primi
(Ticaret) forward premium
windows için kur
(Bilgisayar) install for windows
windows için microsoft kur
(Bilgisayar) microsoft setup for windows
windows kur
(Bilgisayar) windows setup
windows kur için ağ yolu
(Bilgisayar) network path for windows setup
çapraz kur
(Hukuk) currency crossrate, cross exchange rate
Englisch - Englisch
In Sumerian mythology, primarily a mountain or mountains, and usually referred to the Zagros mountains to the east of Sumer
A course of treatment
A course of treatment Also known as cure
to produce
Key User Requirements
A planned course of treatment or supervised series of spa treatments over a period of time
Türkisch - Türkisch
Karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma
Cilve yapma
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
Kurs değeri (II)
Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışma
Kurs değeri
KÛR
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kûrân) f. Kör, âm
kur'ân-ı kerim
Kur'ân veya Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Muhammed'e Allah (c.c.) tarafından Cebrail aracılığıyla vahiyler şeklinde gönderildiğine inanılan kutsal kitap. İlk kez 7. yy'da kitap haline getirilmiştir. Kur'ân ayrıca Kelamullah, Kitabullah, Furkan, Tenzil, Mushaf, Kitab, Nur, Zikir ve Ümmülkitap isimleriyle bilinir. Fatiha Süresi ile başlayıp, Nas Süresi ile sona erer
KUR'A
(Osmanlı Dönemi) Talih denemek maksadı ile çekilen kapalı pusla veya fal açma
KUR'AN
(Osmanlı Dönemi) Allah (C.C.) tarafından Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma Cebrâil Aleyhisselâm vâsıtası ile (yâni vahiyle) gönderilen ve beşeriyetin bütün saadet düsturlarını hâvi en mukaddes ve en son kitâb-ı semâvidir. Din ve dünyanın nizâmını en iyi şekilde bildirir, kâinatın neden ve niçin yaratıldığını ve hikmetlerini beyan eder. Başıboşluk ve serserilikten kurtarıp ibâdet ve taata, emniyet ve nizâma ve saadete sevkeder ve insanın ebedi selametine vesile olur
KUR'AN
(Osmanlı Dönemi) Lugat mânasına göre Kur'ân: Tilâvet, okumak, cem' ve
Kur'an
İslâm dininin temel ilkelerini, Hz. Muhammed'e gönderilen Tanrı buyruklarını içeren, Müslümanlığın temel kitabı, Kur'an-ı Kerim, Kelâmıkadim, Mushaf
Kur'ân'ın a'dâsı
(Osmanlı Dönemi) Kur'ân'ın düşmanları
kur'a
Ad veya numara çekme
kur'a efradı
Kur'a neferleri
kur'acı
Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kur'a çektiren subay
cari kur
Piyasada arz ve talep sonucu belirlenen kur
cari kur
Bir kambiyo işleminin yapıldığı anda söz konusu olan kur
hüccetü'l Kur'ân ale'ş·şeytan
(Osmanlı Dönemi) şeytana karşı Kur'ân'ın delili
katlı kur
Az gelişmiş ülke ekonomilerine özgü birden çok döviz kuru uygulama yöntemi
çapraz kur
İki ülke parası arasında üçüncü bir ülkenin parasıyla belirlenen kombiyo sürüm değeri, üç ülke parasının birbirlerine oranı
kur
Favoriten