Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
- All forms of life have an instinctive urge to survive.
Sanatta, aşktaki gibi, içgüdü yeterince iyidir.
- In art, as in love, instinct is good enough.
Senin güzel yeteneklerin var.
- You have good instincts.
Sezgilerine güvenmiyor musun?
- Don't you trust your instincts?
Senin sezgilerin yanlış.
- Your instincts are wrong.
Hislerime güvenmem gerekip gerekmediğini merak ediyorum.
- I wonder if I should trust my instincts.
Tom içgüdüsel olarak tepki gösterdi.
- Tom reacted instinctively.
İçgüdüsel olarak ne yaptığını bilme yeteneğine güveniyorum.
- I trust your ability to know what to do instinctively.
Tom içgüdüsel olarak tepki gösterdi.
- Tom reacted instinctively.
İçgüdüsel olarak ne yaptığını bilme yeteneğine güveniyorum.
- I trust your ability to know what to do instinctively.
Kuşlar uçmayı içgüdüsel olarak öğrenirler.
- Birds learn to fly instinctively.
İçgüdüsel olarak ne yaptığını bilme yeteneğine güveniyorum.
- I trust your ability to know what to do instinctively.
Many animals fear fire by instinct.
Debbie's instinct was to distrust John.
... Your instinct is just to play the game the way ...