Tom always wants to be the center of attention.
 - Tom her zaman ilgi odağı olmak ister.
Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.
 - Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur.
Relevance is a key element in communication.
 - İlgi, iletişimde anahtar bir unsurdur.
Objection. This certainly has no relevance. All objections have been waived till the trial.
 - İtiraz ediyorum. Bunun kesinlikle hiç bir ilgisi yok. Bütün itirazlar duruşmaya kadar ertelenmiştir.
I found this book very interesting.
 - Bu kitabı çok ilginç buldum.
He has no interest in politics.
 - Onun politikaya ilgisi yok.
This does not concern you at all.
 - Bu seni hiç ilgilendirmez.
The man is not concerned in this project.
 - Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
A good workman always takes care of his tools.
 - İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
She takes care of her old mother.
 - O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
I look forward to hearing your thoughts on this matter.
 - Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
I thought his opinion was relevant.
 - Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
The content of his speech is not relevant to the subject.
 - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
I don't see how that's relevant.
 - Onun nasıl ilgili olduğunu anlamıyorum.
This directly concerns him.
 - Bu doğrudan onu ilgilendiriyor.
It concerns the State.
 - Bu devleti ilgilendiriyor.
Tom denied any involvement in the killing.
 - Tom cinayetle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı.
If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.
 - İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.
My relationship with Tom is none of your business.
 - Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez.
I had an interesting conversation with my neighbor.
 - Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
It seems interesting to me.
 - O bana ilginç görünüyor.
Tom isn't interested in a relationship.
 - Tom bir ilişkiyle ilgilenmiyor.
If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.
 - İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.
I copied down several useful references on gardening.
 - Bahçecilikle ilgili birkaç faydalı referansı kopyaladım.
I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
 - Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
I have no connection the matter.
 - Konuyla hiçbir ilgim yok.
Two men have been arrested in connection with Tom's murder.
 - Tom'un öldürülmesiyle ilgili olarak iki adam tutuklandı.
With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
 - Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
 - Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
The members of the family had grave doubts regarding the explanation they received from the army.
 - Aile üyelerinin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.
I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
 - Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
 - Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
 - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
 - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
 - Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.