frankly.

listen to the pronunciation of frankly.
İngilizce - Türkçe
açıkça

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı. - Frankly speaking, his speeches are always dull.

Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz. - Frankly speaking, you haven't tried your best.

samimi olarak

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

açıkçası

Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz. - Frankly speaking, you haven't tried your best.

Açıkçası, bir hata yaptın. - Frankly speaking, you made a mistake.

z. açıkça
içtenlikle
dürüstçe

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım. - I admire people who express their opinions frankly.

Dürüstçe konuşulursa, o güvenilmez bir adamdır. - Frankly speaking, he is an unreliable man.

honestly
valla
frankly
açık açık
frankly
açık söylemek gerekirse
frankly
işin doğrusu
honestly
vallahi
honestly
hilesizce
honestly
açık alınla
frankly
dobra dobra
frankly
samimi

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

honestly
doğruyu söylemek gerekirse

Son zamanlarda o öğrenci sınıf disiplinini bozuyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu benim canımı sıkmaya başladı. - Lately that student has been disruptive in class. Honestly it's beginning to worry me.

honestly
aslında

Dürüst olmak gerekirse bu aslında iyi ücretli bir iş değil. - Honestly, this is not a really well-paying job.

Aslında ben de gitmek istiyorum. - Honestly, I would also like to go.

honestly
dürüstçe

Hiç evlenmek istemediğini bana dürüstçe söylüyor musun? - Are you honestly telling me you never want to get married?

Dürüstçe hatırlayamıyorum. - I honestly can't remember.

honestly
gerçekten

O benim en sevdiğim kitabım. Gerçekten okunmaya değer. - That's my favorite book! Honestly! The book is worth reading.

Tom'un burada olacağını gerçekten bilmiyordum. - I honestly didn't know Tom would be here.

frankly
açık sözlü bir şekilde
frankly
doğrusu

Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider. - Frankly, my dear, I don't give a damn.

honestly
mertçe
honestly
gerçekten/dürüstçe
honestly
dürüst olarak

Ben buna dürüst olarak inanıyorum. - I honestly believe this.

Bunu yapabileceğimizi dürüst olarak düşünebiliyor musun? - Do you honestly think we can do this?

honestly
doğrusu

Doğrusu, seni gerçekten seviyorum. - Honestly, I really like you.

Doğrusu, endişelenecek bir şey yok. - Honestly, there's nothing to worry about.

honestly
sahiden

Tom'un gerçeği söylediğine sahiden inanıyor musun? - Do you honestly believe Tom is telling the truth?

simply
sırf
simply
açık ve samimi bir şekilde
İngilizce - İngilizce
honestly

Honestly, I didn't believe a word she said.

simply

Simply, he just fired you.

truthfully

Truthfully, I didn't suspect a thing.

In truth, to tell the truth

Frankly, my dear, I don't give a damn.

{a} liberally, freely, without reserve
(used as intensives reflecting the speaker's attitude) it is sincerely the case that; "honestly, I don't believe it"; "candidly, I think she doesn't have a conscience"; "frankly, my dear, I don't give a damn"
In a frank manner; freely
honestly, openly, sincerely, straightforwardly
in a frank, open or (too) honest manner
emphasis You use frankly when you are expressing an opinion or feeling to emphasize that you mean what you are saying, especially when the person you are speaking to may not like it. `You don't give a damn about my feelings, do you.' --- `Quite frankly, I don't.' Frankly, Thomas, this question of your loan is beginning to worry me see also frank
frankly.

    Heceleme

    frank·ly

    Videolar

    ... That's frankly been the reason for television's survival and ...
    ... be a treaty that's long--that dates, frankly, all the way back, the original idea for it, ...