açıkçası

listen to the pronunciation of açıkçası
Türkçe - İngilizce
frankly

Frankly speaking, his speeches are always dull. - Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.

Frankly, I don't like him. - Açıkçası, ben onu sevmiyorum.

in plain English
in plain words, in short, frankly speaking
strictly speaking

This is, strictly speaking, a mistake. - Bu, açıkçası, bir hata.

This is, strictly speaking, a mistake. - Açıkçası, bu bir hata.

frankly speaking

Frankly speaking, you made a mistake. - Açıkçası, bir hata yaptın.

Frankly speaking, you haven't tried your best. - Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz.

in plain words
strictly

This is, strictly speaking, a mistake. - Açıkçası, bu bir hata.

Strictly speaking, the earth is not round. - Açıkçası dünya yuvarlak değil.

in plain words, to tell the truth
to tell the truth
in short
obviously

Obviously, he is to blame. - Açıkçası, o suçlanacak.

Obviously, this cannot be the work of one person. This is why Tatoeba is collaborative. - Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

Türkçe - Türkçe
Doğrusu, açık olanı, anlaşılır biçimi, gizli kapaklı olmayan yanı: "Şayet kızar gibi olursa açıkçasını söyleyeyim."- S. M. Alus
Açık olarak
Doğrusu, açık olanı, anlaşılır biçimi, gizli kapaklı olmayan yanı
açıkçası