Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
- The Sahara Desert is almost as large as Europe.
Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.
- Osaka is the second largest city of Japan.
Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
- The river flooded a large area.
Onun ailesi çok geniş.
- Her family is very large.
Ona şişman denmez, iriydi.
- He was large, not to say fat.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- He endowed the college with a large sum of money.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
- This bird's large wings enable it to fly very fast.
Onun kitaplığında çok sayıda kitabı var.
- He has a large number of books on his bookshelf.
İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest.
- The prisoner who escaped two days ago is still at large.
Kaçan tutuklu hala serbest.
- The escaped prisoner is still at large.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.
- It seems the rural area will be developed on a large scale.
O büyük ölçekte bir parti verdi.
- He gave a party on a large scale.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
Çok küçük miktarda kütle çok miktarda enerjiye dönüştürülebilir ve bunun tersi de mümkündür.
- Very small amounts of mass may be converted into a very large amount of energy and vice versa.
O, çok miktarda para borçluydu.
- He owed large amounts of money.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.
- Tatoeba is a mini-LibriVox, it just needs to be written before the large-scale reading aloud would start.
Çin, Japonya'dan daha geniştir.
- China is larger than Japan.
Seyirci çoğunlukla çok küçük çocuklardan oluşuyordu.
- The audience was largely made up of very young children.
Kazakistan, Orta Asya'daki en geniş ülkedir.
- Kazakhstan is the largest country in Central Asia.
Asya, dünya kıtalarının en geniş ve en kalabalığıdır.
- Asia is the largest and most populated of the world's continents.
Çin, Japonya'dan daha geniştir.
- China is larger than Japan.
Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.
- My success was largely due to luck.
Bu hava koridoru büyük ölçüde askeri uçak tarafından işletilir.
- This air corridor is largely run by military aircraft.
Seyirci çoğunlukla çok küçük çocuklardan oluşuyordu.
- The audience was largely made up of very young children.
İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.
- How much beer people drink largely depends on the weather.
He has a large collection of stamps.
That shipment of Beanie Babies will cost you forty large.
large-intestine contents.
Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get; what you get is classical alpha-taxonomy which is, very largely and for sound reasons, in disrepute today.
It ill beseemes a knight of gentle sort, / Such as ye haue him boasted, to beguile / A simple mayd, and worke so haynous tort, / In shame of knighthood, as I largely can report.
... were green rice fields, large gleaming cities are built today. It means that at one point, ...
... Large complex creatures would have developed seven months ago. ...