fazlasıyla

listen to the pronunciation of fazlasıyla
Turkish - English
exceedingly
disproportionate
largely
far better
strongly
in spades
greatly, extremely
amply

As George Bush has amply demonstrated, being president of the U.S. requires only a modicum of intelligence. - George Bush'un fazlasıyla gösterdiği gibi, ABD başkanı olmak yalnızca bir nebze zeka gerektirir.

I've spoken amply about the project. - Ben proje hakkında fazlasıyla konuştum.

superfluously
jolly
parlous
precious
more than enough

I think one of us is more than enough. - Bence birimiz fazlasıyla yeterli.

Tom has done more than enough. - Tom fazlasıyla yaptı.

damned
extremely

Mary is extremely attractive. - Mary fazlasıyla çekici.

eminently
(deyim) far and away
(deyim) ever so much
greatly
bloody
heartily
abundantly
enormously
super
fazlasıyla önemsemek
make much of
fazlasıyla bulunmak
superabound
fazlasıyla geri vermek
return smth. with usury
fazlasıyla karşılama
oversupply
fazlasıyla karşılamak
overcompensate
fazlasıyla nazik
ceremonious
kendini fazlasıyla önemsemek
get above oneself
Turkish - Turkish
ağır ağır
fazlasıyla
Favorites