eklemek

Turkish - English

Definition of eklemek in Turkish English dictionary

{f} attach

(Tıp) patch

Adding comments makes reading the code easier. - Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

It is easy to add 5 to 10. - 10'a 5 eklemek kolaydır.

to increase the size of, enlarge; to lengthen; to widen

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes. - Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.

to pool, consolidate (resources); to join, unite

(Hukuk) to supplement, annexe

to add, to attach, to join, to append, to annex

to add, append, affix, or tack (one thing) to (another)

Adding comments makes it easier to read the code. - Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.

Adding comments makes the code easier to read. - Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

{i} supplementation

başına eklemek

(Bilgisayar) ins

Do you want to install this free browser add-on? - Bu ücretsiz tarayıcı eklentisini yüklemek ister misiniz?

I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment. - Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.

Additions and deletions are not shown immediately. - Ekleme ve çıkarmalar hemen gösterilmiyor.

The committee approved the addition. - Komite eklemeyi onayladı.

diye eklemek

(Bilgisayar) appendto

(Bilgisayar) inject

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

(Bilgisayar) append

(Bilgisayar) insertion

(Bilgisayar) include

For some reason, they didn't include my name on the list. - Bir nedenle adımı listeye eklemediler.

Include me in your plans. - Planlarınıza beni ekleyin.

(Bilgisayar) add to

Is there still something to add to his explanation? - Hala bu açıklamaya eklenecek bir şey var mı?

I have nothing to add to that. - Ona ekleyecek bir şeyim yok.

(Bilgisayar) attach

I have attached instructions on how to use FTP to access our files. - Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.

I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment. - Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.

(Bilgisayar) append to

(Gıda) superimpose

(Dilbilim) intrusion

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

sonu eklemek

{f} enclosed

She enclosed a little dark chocolate in her valentine. - O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.

I have enclosed your order form. - Sipariş formunuzu ekledim.

{f} adding

Adding comments makes it easier to read the code. - Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.

Adding comments makes reading the code easier. - Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

{f} tot

{f} add on

Add one teaspoon of paprika. - Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.

{f} enclosing

{f} added

Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project. - Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.

I'll be back in a minute, he added. - Bir dakika içinde döneceğim,diye ekledi.

{f} add

I can add many sentences in different languages. - Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.

Add a little more pepper. - Biraz daha biber ekle.

{f} affix

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

kümeye eklemek

{f} add#on

srerek eklemek

araya eklemek

bir şey eklemek

birbirine eklemek

boş sayfa eklemek

daha da eklemek

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

Could you splice these two pieces of rope together for me? - Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?

added, appended

adding, addition, appending, tacking (something) to

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

(Hukuk) add

Adding comments makes the code easier to read. - Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

My mother forgot to add salt to the salad. - Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.

{i} insertion

florin eklemek

(Kimya) fluorinate

habere yorumlarını eklemek

parça eklemek

parçalarını eklemek

peş eklemek

sakaldan kesip bıyığa eklemek/ulamak

to make good a deficiency or repair something by using what one has in hand

sonuna eklemek

takvime eklemek

toryum oksit eklemek

(Kimya) thoriate

önüne eklemek

Turkish - Turkish

Definition of eklemek in Turkish Turkish dictionary: Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek: "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir."- T. Buğra; Bir şeyi ek olarak kullanmak; Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilâve etmek
ekleme: Eklenmiş
Ekleme: tevsiat
EKLE: (Osmanlı Dönemi) Bir kere doyana kadar yemek
ekleme: Ayakkabı pençesi, yama
ekleme: Eklemek işi

eklemek

Hyphenation

ek·le·mek

Pronunciation

Resimler

Google Resimler

History

eklemek

Favorites

iOS

Android

Windows

Blog

About Us

© 1999-2025 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.