distinguished- teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {s} seçkin
Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu.
- His career as a journalist was full of distinguished achievements.
İnsanlar onun seçkin bir bilim adamı olduğunu düşündü.
- The people thought that he was a distinguished scientist.
- distinguish
- ayırt etmek
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
- They are easy to distinguish from each other.
- distinguish
- fark etmek
- distinguish
- ayırmak
İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
- It's easy to distinguish good from evil.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
- distinguish
- ayrım yapmak
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- ünlü
- distinguish
- farklı görmek
- distinguish
- {f} anlamak
- distinguish
- {f} sivriltmek
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {s} görülebilir
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {s} sivrilmiş
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- ayırt edilen
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {s} tanınmış
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- güzide
- distinguish
- ayrımsamak
- distinguish
- kendini göstermek
- distinguish
- mütemayiz
- distinguish
- seçkin
Tom çok seçkin görünümlü.
- Tom is very distinguished looking.
Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu.
- His career as a journalist was full of distinguished achievements.
- distinguish
- tefrik etmek
- distinguish
- farkı görmek
- distinguish
- mükemmel
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
- distinguish
- tanımak
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- seçilmek
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- fark edilebilir
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- mükemmel
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
- distinguish
- sivrilmek
- distinguish
- ayrı kılmak
- distinguish
- ayırt et
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Reality and fantasy are hard to distinguish.
- distinguish
- seçmek
- distinguish
- görmek
- distinguish
- (özünü) göstermek
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {f} ayırt et
- distinguish
- {f} farketmek
- <span class="word-self">Distinguishedspan> Service Medal
- Üstün hizmet madalyası
- as <span class="word-self">distinguishedspan> from
- olarak ayırt
- <span class="word-self">distinguishedspan> fellow award
- seçkin adam ödülü
- <span class="word-self">distinguishedspan> flying cross
- seçkin çapraz uçan
- <span class="word-self">distinguishedspan> from
- ayırt
- most <span class="word-self">distinguishedspan>
- en seçkin
- women as <span class="word-self">distinguishedspan> from men
- erkek ayırt kadını
- distinguish
- temayüz etmek
- distinguish
- kibar
- distinguish
- distinguished üstün
- distinguish
- distinguishably farkedilecek surette
- distinguish
- fark edilebilir
- distinguish
- (Mukavele) ayırt etmek, ayırmak; anlam , idrak etmek
- distinguish
- distinguishable görülebilir
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {f} ayırt et: adj.mükemmel
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {f} ayırt et: adj.seçki
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- ayır
Orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
- <span class="word-self">distinguishedspan>
- {s} farkedilebilir
- <span class="word-self">distinguishedspan> class
- (Askeri) ÜSTÜN BOMBARDIMANCI SINIFI: Bir bombardımancıya verilen en yüksek derece. Bu derece, bombardımancı ve usta bombardımancı (master class) denilen diğer iki derecenin üstündedir
- <span class="word-self">distinguishedspan> designation badge
- (Askeri) ÜSTÜN NİŞAN BRÖVESİ: Üç tane atış müsabaka brövesine hak kazanılmış olduğunu gösteren madeni veya emaye bröve. Bu bröveler; biri üstün nişancı (tüfek) "Distinguished Marksman (Rifle) " diğeri Üstün Tabanca Nişancısı "Distinguished Pistol" olmak üzere iki çeşittir
- <span class="word-self">distinguishedspan> flying cross
- (Askeri) üstün uçuş madalyası
- <span class="word-self">distinguishedspan> flying cross
- (Askeri) ÜSTÜN UÇUŞ MADALYASI: Uçuşta üstün başarı veya yüksek kahramanlık nişanesi olarak verilen bir nişan. Nişan sıra numarası 6'dır
- <span class="word-self">distinguishedspan> marksman
- (Askeri) ÜSTÜN NİŞANCI: Kara Kuvvetleri tarafından tertip edilen tüfekle atış müsabakalarında üç madalya kazanmış subay veya er
- <span class="word-self">distinguishedspan> marksman
- (Askeri) üstün nişancı
- <span class="word-self">distinguishedspan> military graduate
- (Askeri) ÜSTÜN DERECE İLE MEZUN (ASKERİ) ÖĞRENCİ: Askeri bilimler profesörü tarafından bu sıfat verilen ve; a) Üstün bir askeri öğrenci olarak adlandırılıp gerekli bilgi standardını devam ettiren. b) "Yedek Subay Eğitimi Sınıfı" üst subay bölümü tekamül kursunu bitiren ve c) Bir bakalorya derecesiyle mezun olan veya bir bakalorya derecesi ile ilgili bütün şartların tamamlandığı ve derecesinin müteakip nizami ders yılı başında kendisine verileceğini gösterir. Müessese müdürlüğünden verilmiş belgesi bulunan şahıs
- <span class="word-self">distinguishedspan> military student
- (Askeri) üstün askeri öğrenci
- <span class="word-self">distinguishedspan> military student
- (Askeri) ÜSTÜN ASKERİ ÖĞRENCİ: Bir üniversite veya kolejde, Yedek Subay Eğitim Sınıfı geliştirme kursuna kayıtlı ve, yüksek tahsil durumu, önderliği ile, gerek Askeri Bilimler Profesörü, gerek okul resmi şahsiyetlerince, seçkin olarak tanınmış bir askeri öğrenci
- <span class="word-self">distinguishedspan> name
- Seçkin Ad
- <span class="word-self">distinguishedspan> pistol shot
- (Askeri) ÜSTÜN TABANCA NİŞANCISI: Kara Kuvvetleri tarafından tertip edilen tabanca ile atış müsabakalarında üç madalya ve bröve kazanmış kimse
- <span class="word-self">distinguishedspan> pistol shot
- (Askeri) üstün tabanca nişancısı
- <span class="word-self">distinguishedspan> service cross
- (Askeri) SAVAŞ TEMAYÜZ MADALYASI: Düşmana karşı harekatta olağanüstü kahramanlığı gösterir madalya. Bu madalyanın alınması için gerekli kahramanlık derecesi. Şeref Madalyası (Medal of Honor) için gereken az fakat Gümüş Yıldız Madalyası (Silver Star) için gerekenden fazladır. Nişan sıra numarası 2' dir
- <span class="word-self">distinguishedspan> service cross
- (Askeri) savaş temayüz madalyası
- <span class="word-self">distinguishedspan> unit citation
- (Askeri) BİRLİK SAVAŞ TEMAYÜZ NİŞANI: Muharebede kahramanlığı gösteren bir birlik nişanı. Gösterilmesi gereken kahramanlık derecesiz bir şahsın Savaş Temayüz Madalyası alması için gerekli kahramanlık derecesinin aynıdır
- <span class="word-self">distinguishedspan> unit citation
- (Askeri) üstün birlik nişanı
- <span class="word-self">distinguishedspan> unit emblem
- (Askeri) TEMAYÜZ ETMİŞ BİRLİK ROZETİ: Birlik Savaş Temayüz nişanı ile taltif edilmiş bir birliğin personeli tarafından taşınan rozet
- <span class="word-self">distinguishedspan> unit emblem
- (Askeri) üstün birlik rozeti
- <span class="word-self">distinguishedspan> visitor
- (Askeri) seçkin ziyaretçi
- relative <span class="word-self">distinguishedspan> name
- Göreceli Belirgin Ad