Türkçe - Türkçe
denk… teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Denk bütçe çarpanı
- (Ekonomi) Kamu harcamaları ve vergilerin aynı miktarda değişmesi durumunda sayısal değeri 1'e eşit olan net çarpan
- denk
- Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük parçasından her biri
- denk
- örüşmüş büyük sebet
- denk
- Balya
- denk
- Yatak, yorgan, kumaş gibi sert olmayan eşyanın sarılıp bağlanmasıyla oluşan yük
- denk
- Ambarda unların koyulmuş olduğu dolu çuvallar
- denk
- Uygun, nitelik yönünden eşit
- denk
- Ağırlık bakımından eşit olan
- denk
- Yatak, yorgan, kumaş gibi eşyanın sarılıp bağlanmasıyla oluşan yük, balya
- denk
- Destekleri paralel, yönleri aynı, şiddetleri eşit bulunan güçler
- denk
- Yatak, yorgan, kumaş gibi eşyanın sarılıp bağlanmasıyla oluşan yük, balya: "Denklerin üstünde zayıf bir delikanlı hazin bir ayrılık türküsü çağırıyor."- Y. Z. Ortaç
- denk küme
- Bire bir eşlenebilen, eleman sayıları eşit küme
İlgili Terimler
İngilizce - Türkçe
denk… teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- reasoning
- muhakeme
Sizinle ilgili muhakeme yok.
-There's no reasoning with you.
Senin muhakemeni anlamıyorum.
-I don't understand your reasoning.
- reasoning
- düşünce
- reasoning
- gösteriş
- reasoning
- akıl yürüterek
- reasoning
- akıl yürütme
Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
-This is an elementary error of reasoning.
Bu akıl yürütme gerçekten delice.
-This reasoning is really insane.
- reasoning
- (Ticaret) mantıksal düşünce
- reasoning
- usa vurma
- reasoning
- mantıklı düşünme
- reasoning
- uslamlama
- reasoning
- {f} akıl yürüt
Bu akıl yürütme gerçekten delice.
-This reasoning is really insane.
Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
-This is an elementary error of reasoning.
- reasoning
- mantık
- reasoning
- reason ikna et/akıl yürüt
- reasoning
- {i} (Felsefe) uslamlama, usavurma, muhakeme
- reasoning
- {i} usavurma
- reasoning
- {i} kanıtlar
- reasoning
- {i} tümevarım
- reasoning
- tümdengelimli usa vurma
- reasoning
- {i} nedenler
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
denk… teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- reasoning
- Present participle of reason
- The deduction of inferences or interpretations from premises; abstract thought; ratiocination
- {n} an act of reason, an argument
- endowed with the capacity to reason
- The derivation of an object's state modelG from input of related object stateG information and from the object's behavior modelsG
- action of the verb to reason
- a set of cognitive processes by which an individual may infer a conclusion from an assortment of evidence or from statements of principles
- Reasoning is the process by which you reach a conclusion after thinking about all the facts. the reasoning behind the decision. a process of thinking carefully about something in order to make a judgment scientific/logical/legal reasoning reasoning behind
- A method of thinking See also: Inference
- {i} process of drawing conclusions, process of making inferences through logical thinking
- That which is offered in argument; proofs or reasons when arranged and developed; course of argument
- thinking that is coherent and logical
- In a court opinion (either majority or minority), one of the justices writes up the major legal factors which support the decision
- the logical use of reason to form inferences or interpretations; abstract thought; ratiocination
- The act or process of adducing a reason or reasons; manner of presenting one's reasons
- Denk an mich!
- Keep me in mind!
- Denk bitte daran, morgen den Müll hinauszutragen.
- Please remember to take out the refuse tomorrow
- Denk daran!
- Be sure to remember!
- Denk daran, dein Telefon umzustellen, wenn du nicht im Büro bist.
- Remember to divert your phone when you're out of office
- Denk daran, nach links und rechts zu schauen, wenn du über die Straße gehst.
- Be careful to look both ways when you cross the road
- Denk mal an!
- Just fancy!
- Denk nicht an das Morgen.
- Take no thought of the morrow
- Denk- und Verhaltensweise (von jemandem / bei etwas)
- psychology (of somebody/sth.)
İlgili Terimler
Türkçe - İngilizce
denk… teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- denk
- equal
- denk
- equivalent
His request was equivalent to an order.
-Onun ricası bir emre denkti.
- denk gelmek
- come across
- denk
- well-matched
- denk gelmek
- coincide with
- denk gelmek
- come up to
- denk
- counterbalanced
- denk
- trim
- denk
- (Politika, Siyaset) counterpart
- denk
- package
- denk
- quits
- denk düşen
- (Bilgisayar) corresponding
- denk düşmek
- be timely
- denk düşmek
- equal to
- denk gelmek
- run into
- denk gelmek
- be suitable
- denk gelmek
- be suited to
- denk gelmek
- to be suitable
- denk gelmek
- suitable
- denk gelmek
- be suitable for
- denk gelmek
- suit
- denk gelmek
- be equal to
- denk gelmek
- fit
- denk gelmek
- equal to
- denk olmak
- be equal
- denk olmak
- equal
- denk yapmak
- bale
- denk
- counterpoise
- denk
- large package
- denk
- matching
- denk
- bale; counterpoise; equal, match, peer; equal; suitable, timely
- denk
- coequal
- denk
- match
She is no match for me.
-O benim için denk değil.
- denk
- equal, in equilibrium, balancing, in trim
- denk
- bale
- denk
- balanced
- denk
- suitable, timely, appropriate
- denk
- match, peer, equal
- denk ağırlıkla karşılamak
- counterbalance
- denk bütçe düzeltmesi
- (Ticaret) balanced budget amendment
- denk bütçe çarpımı
- (Ticaret) balanced budget multiplier
- denk bütçe çoğaltanı
- (Ticaret) balanced budget multiplier
- denk bütçeli devlet
- well-balanced budget state
- denk düşmek/gelmek
- to be suitable, be timely
- denk empedans
- matched impedance
- denk etmek
- to pack
- denk formüller
- (Matematik) equivalent formulae
- denk gelme
- coincidence
- denk gelmek
- a) to be suitable b) to suit, to fit c) to run into, to come across
- denk gelmek
- work out at
- denk gelmek
- be in equipoise
- denk gelmek
- light
- denk gelmek
- coincide
- denk gelmek
- balance
- denk getirmek
- 1. to introduce (something) at the right time. 2. to carry out (something) in a suitable manner
- denk getirmek
- a) to choose to right time, to act in the right time b) to hit (a target)
- denk kayıtlar
- (Ticaret) balanced entries
- denk kesirler
- (Matematik) equivalent fractions
- denk kesme modeli
- (Çevre) equivalent shear model
- denk koşullar
- equal conditions
- denk koşullar altında
- under equal conditions
- denk kümeler
- (Matematik) equivalent sets
- denk merkezi yüksekliği
- (Askeri) metacentric height
- denk metrikler
- (Matematik) equivalent metrics
- denk normlar
- (Matematik) equivalent norms
- denk olmak
- to be equal
- denk olmak
- be equal to
- denk olmak
- be equivalent to
- denk olmak
- come up to
- denk olmak
- balance
- denk tabanlar
- (Matematik) equivalent bases
- denk önermeler
- (Matematik) equivalent statements
- denk öğeler
- (Matematik) equivalent elements
- denk üleşkeler
- (Matematik) equivalent fractions
- denk şebeke
- equivalent network
- Ayağını denk al!
- Watch your step!
- adımını denk almak
- to mind one's p's and q's
- adımını denk/tek almak
- to act with care
- ayakını denk basmak
- to be careful, be wary
- ayakını denk/tetik almak
- to be on one's guard
- ayağını denk almak
- to mind one's step, to watch one's step
- ayağını denk almak
- watch one's step
- ayağını denk almasını söylemek
- read the riot act to
- katıkı ekmeğine denk olmak
- (for things) to be going well for one
- tam yerine denk gelmek
- fall
- yıllık denk bütçe
- (Ticaret) annually balanced budget
- özel bir tarihe denk gelmeyen gün
- ferial day
İlgili Terimler
Türkçe - Almanca
denk… teriminin Türkçe Almanca sözlükte anlamı
- denk düşmek
- entspricht
- denk gelmek
- zusammenfallen
- denk getirmek
- abgestimmt auf
- denk olmak
- gleichwertig sein
- denk
- r Ballen
- denk
- wett; Ballen [der], Bündel [das], Gegengewicht [das], Gegenstück [das], Pack [der]
- denk
- 1. Ballen 2. gleich; passend
- denk 2
- gleich; passend
- denk yapmak
- bündeln
- ayağını denk almak
- zu sehen sein Schritt
- adımını denk almak
- bedachtsam vorgehen; nichts überstürzen
İlgili Terimler
İngilizce - Almanca
denk… teriminin İngilizce Almanca sözlükte anlamı
- equal eşit, denk
- gleich ESIT, Denk