Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer.
- Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.
It is nevertheless a good sentence.
- O yine de iyi bir cümle.
I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
- Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
It was raining. However, they still went on their school trip.
- Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
However, I ask you not to make the same mistakes that I did.
- Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.
There are seven billion people in the world, and yet I am nonetheless alone.
- Dünyada 7 milyar insan var, ve ben hâlâ yine de yalnızım.
You may not believe it, but it is nonetheless true.
- Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.
You will yet regret it.
- Yine de ona pişman olacaksın.
The sun was shining, yet it was cold.
- Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.
Jane didn't buy it after all.
- Jane yine de onu almadı.
Peter didn't come after all.
- Peter yine de gelmedi.
Thanks for the offer, though.
- Öneri için teşekkürler yine de.
Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
He never did his work anyhow.
- Yine de o işini asla yapmadı.
It might rain, but I'm going anyhow.
- Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.
My wife has faults. None the less, I love her.
- Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
He is rude, but I love him all the same.
- O kaba fakat yine de onu severim.
Thank you all the same.
- Yine de teşekkür ederim.
Tom didn't like it, but he bought it anyway.
- Tom ondan hoşlanmadı ama yine de onu satın aldı.
We objected, but she went out anyway.
- Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
At any rate, I can go out when it stops raining.
- Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece.
- Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.