Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
 - This zipper doesn't zip smoothly.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
 - If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Umarım her şey düzgünce gider.
 - I do hope everything will go smoothly.
İpek yumuşak ve pürüzsüzdür.
 - Silk feels soft and smooth.
Tom pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyor.
 - Tom would like to have a smooth skin.
Meryem eteğini düzeltti.
 - Mary smoothed down her skirt.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
 - If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
 - If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Düzgün bir yolda sürmek güzel.
 - It's nice to drive on a smooth road.
İpek yumuşak ve pürüzsüzdür.
 - Silk feels soft and smooth.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
 - I was easily taken in by his smooth talk.
Onun cildi mükemmel bir şekilde yumuşak.
 - Her skin is perfectly smooth.
Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.
 - The wall appeared to be smooth and impenetrable.
İşler çok sorunsuzca gitti.
 - Things went very smoothly.
Peki, bu sorunsuzca gitti.
 - Well, that went smoothly.
Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
 - This zipper doesn't zip smoothly.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
 - I was easily taken in by his smooth talk.
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
 - I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
 - The sea looks calm and smooth.
... see here as I start talking, it zooms in smoothly to my face. ...