Otobüs yavaş yavaş hızlandı.
- The bus picked up the speed gradually.
Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
- With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
İlk başta, ben bunu sevmedim, ama gitgide eğlenceli oldu.
- At first, I didn't like it, but it gradually became fun.
Kırsal alanda yaşamak için gittikten sonra onun sağlığı gitgide daha iyi oldu.
- His health gradually changed for the better after he went to live in the countryside.
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
- Chemistry has made notable progress in recent years.
Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- I am encouraged by his progress in class.
O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.
- He has made little progress in his English.
O, İngilizcede hızlı bir gelişme yaptı.
- He has made rapid progress in English.
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
O kademeli olarak değişiyor.
- That is gradually changing.
Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.
- Gradually, they are all leaving.
Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
- This area is gradually being deforested.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
- He made good progress in handling this machine.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.
... out progressively. ...
... In fact, we got progressively further. ...