azar azar

listen to the pronunciation of azar azar
Türkisch - Englisch
in dribs and drabs
little by little
little by little, inch by inch, gradually, bit by bit, in small amounts
gradual
stepwise
gradually
bit by bit

He is getting better bit by bit. - O, azar azar iyileşiyor.

glean
inch by inch
piecemeal
by inches
by degrees
by slow degrees
by dribblets
by driblets
azar azar içmek
sip
azar azar akmak
dribble
azar azar azaltmak
whittle down
azar azar dağıtmak
dole out
azar azar yemek
peck
azar
talking-to
azar
earful
azar
tongue lashing; reprehension; jaw; trimming; rocket
azar
scolding

I gave it up after my father had given me a good scolding. - Babam beni iyi bir azarladıktan sonra ondan vazgeçtim.

I was not scolding you. - Ben seni azarlamıyordum.

azar
reprimand

The director reprimanded you. - Yönetmen seni azarladı.

Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class. - Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.

azar
reproach
azar
slating
azar
reproof
azar
objurgation
azar
rebuke, reproach, talking-to, reproof
azar
telling off
azar
lashing
azar
rebuke

He took it for an implied rebuke. - Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.

azar işitmek
to get a rocket, to get a rap on/over the knuckles
azar işitmek
get an earful
azar işitmek/yemek
to get a dressing down, be rebuked
uzun azar
tirade
Englisch - Englisch

Definition von azar azar im Englisch Englisch wörterbuch

Azar
The ninth solar month of the Persian calendar
Türkisch - Türkisch
Küçük ölçülerle
Yavaş yavaş, az az
damla damla
(Osmanlı Dönemi) ALETTEDRİC
ufak ufak
kıdım kıdım
AZAR
(Osmanlı Dönemi) f. Mart ayı
azar
Paylama
azar
ibrani ve Süryani kavimlerinin kullandığı takvimde mart ayı
azar azar
Favoriten