I have to check and see what the contract says.
- Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.
I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Hand washing is one way to control bacteria.
- El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
I'll go to check out the bedroom.
- Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.
I'll be back to check on him before I head out today.
- Bugün yola çıkmadan önce onu kontrol etmek için döneceğim.
I'll be back to check on you later.
- Daha sonra seni kontrol etmek için döneceğim.
They needed a new government to control the anarchy.
- Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
Try to check the flow of water by turning the valve.
- Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
Try to control yourself.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
- Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
The government of the Inca Empire controlled everything.
- İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
- Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
He checked the durability of the house before buying it.
- O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.