He studied interior decoration.
 - O, iç dekorasyon eğitimi aldı.
She has aspirations to become an interior decorator.
 - Onun iç dekaratör olma özlemleri var.
Would domestic peace be plunged into jeopardy?
 - İç barış tehlikeye girer mi?
I prefer to buy domestic rather than foreign products.
 - Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
Jupiter has four inner satellies: Metis, Adrastea, Amalthea, and Thebe. Their orbits are very close to the planet.
 - Jüpiterin dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe. Onların uyduları gezegene çok yakındır.
There's a button on the inner side of the door.
 - Kapının iç tarafında bir buton var.
The ministry administers the internal affairs.
 - Bakanlık iç işlerini yönetir.
That is an internal affair of this country.
 - O, bu ülkenin iç işidir.
Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.
 - Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.
There are two zombies inside my house.
 - Evimin içinde iki tane zombi var.
You shouldn't drink on an empty stomach.
 - Boş bir mideyle içki içmemelisin.
They took Tom to the hospital to have his stomach pumped because he ate something poisonous.
 - Zehirli bir şey yediği için, onlar Tom'u midesini pompalatmak için hastaneye götürdüler.
Tom sometimes wears sunglasses indoors.
 - Tom bazen içerde güneş gözlüğü takar.
Catherine stayed indoors because it was raining.
 - Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı.
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
 - Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
He drank a great swig from the bottle.
 - O, şişeden büyük bir yudum içti.
Truman arrived at the White House within minutes.
 - Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
She will be back within a week.
 - O bir hafta içinde geri dönecek.
We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
 - Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
 - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
I'll buy you a drink.
 - Sana bir içecek ısmarlayacağım.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
 - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
We have to stop him from drinking any more.
 - Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
 - Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
John drank many bottles of wine.
 - John birçok şişe şarap içti.
We have become an intolerant, inward-looking society.
 - Biz hoşgörüsüz, içe dönük bir toplum olduk.
The Japanese are often criticized for being inward looking and insufficiently international in their outlook.
 - Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.
Tom doesn't have the guts to do that.
 - Tom'un onu yapmak için cesareti yok.
No one seems to have the guts to do that anymore.
 - Artık hiç kimsenin onu yapmak için cesareti var gibi görünmüyor.
The civil war in Greece ended.
 - Yunanistan'da iç savaş sona erdi.
Davis did not want civil war.
 - Davis, iç savaş istemiyordu.
Tom held his cup out for Mary to refill it.
 - Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı.
Tom held out his cup for a refill.
 - Tom yeniden doldurulması için fincanını uzattı.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
 - Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
2005 was a bad year for music sector. Because Kylie Minogue caught breast cancer.
 - 2005, müzik sektörü için kötü bir yıldı. Çünkü Kylie Minogue meme kanserine yakalandı.
She is embarrassed to breastfeed in public.
 - O, halk içinde emzirmeye utanıyor.
Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and two neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons.
 - Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
 - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Lütfen muhtevayı gözden geçiriniz ve herhangi bir mütenasip geri bildirimi veriniz.
 - Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.