Kardeşin yaşına göre çok olgun.
- Your brother's awfully grown-up for his age.
Madem ki yetişkinsin, ne yapacağına karar vermek senin görevin.
- Now that you are grown-up, it is up to you to decide what to do.
Çocuk bir yetişkine benziyordu.
- The boy looked like a grown-up.
Yetişkinler bazen komiktirler.
- Grownups are funny sometimes.
Yetişkinler kendi aralarında konuşuyordu.
- The grownups were talking among themselves.
Tom iki dilli büyümek için şanslıydı.
- Tom was lucky to grow up bilingual.
Boston büyümek için harika bir yerdi.
- Boston was a great place to grow up.
Japonya'da nerede büyüdünüz?
- Where in Japan did you grow up?
Büyüyünce, bir İngilizce öğretmeni olmak istiyorum.
- When I grow up, I want to be an English teacher.
Sandra büyüdüğünde güzel bir kadın oldu.
- Sandra has grown up to be a beautiful woman.
O, adeta, büyümüş bir bebek.
- He is, as it were, a grown up baby.
Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.
- That boy talks as if he were a grown up.
What do you want to be when you grow up?.
Socialism grew up in the industrial cities..
Will you grow up please, and stop making silly faces..
... that changed over the years? 'Cause, you know, you've grown up a lot and everybody has sort ...
... box and say, "I'm a grown up. Let me choose who I trust”. Critically, Android lacks ...