Change alone is eternal, perpetual, immortal.
- Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
You need to have exact change to pay the toll of the expressway.
- Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.
I wonder if exchange students can join this club.
- Değişim öğrencileri bu kulübe katılabiliyor mu acaba?
As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
- İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
Changes in the country are inevitable.
- Ülkedeki değişimler kaçınılmazdır.
I can't keep up with these changes in fashion.
- Modadaki bu değişimlere ayak uyduramıyorum.