Tom onun üzerine konsantre oldu.
- Tom concentrated on that.
Servet gittikçe daha konsantre oluyor.
- Wealth is becoming more and more concentrated.
Ben, dikkatimi konuya yoğunlaştırdım.
- I concentrated my attention on the subject.
Tüm enerjimi sorun üzerinde yoğunlaştırdım.
- I concentrated all my energies on the problem.
Tüm sorunlarınız kalbinizde yoğunlaşmıştır, bu nedenle kendiniz incelemelisiniz.
- All your problems are concentrated in your heart, so you just need to examine yourself.
Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.
- Taro concentrated on memorizing English words.
O bir şey üzerinde yoğunlaştı.
- She concentrated on one thing.
Sen konsantre olmak zorundasın.
- You've got to concentrate.
Bugün konsantre olmakta zorlanıyorum.
- It's hard for me to concentrate today.
Onun üzerinde yoğunlaşmak istiyorum.
- I want to concentrate on that.
İşim üzerine yoğunlaşmak zorundayım.
- I have to concentrate on my work.
Mektuba yoğunlaşmaya çalıştı.
- He tried to concentrate on the letter.
Sen tamamen iyileşmen üzerine yoğunlaşmalısın.
- You must concentrate entirely on your recovery.
O bir şey üzerinde yoğunlaştı.
- She concentrated on one thing.
Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.
- Taro concentrated on memorizing English words.
Televizyonu kapa. Konsantre olamıyorum.
- Turn off the television. I can't concentrate.
Bütün yapman gereken konsantre olmak.
- All you have to do is to concentrate.
The concentrated fire from the enemy destroyed our fortifications.
We made a drink from concentrated orange juice.
(synonym) massed fire.
to concentrate by washing.