Tom burst out laughing.
- Tom birden gülmeye başladı.
Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.
- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
I printed the report on formfeed paper then burst the sheets.
Like hungry dogs who have sniffed their meat, the mob bursts in, trampling down the women who sought to bar the entrance with their bodies.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
There isn't a single cloud in the sky.
- Gökyüzünde tek bir bulut yok.
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
We generally drink tea after a meal.
- Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
I'm busy looking for an apartment.
- Ben bir daire aramakla meşgulüm.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
He read the poem in a monotone.
- O, şiiri monoton bir şekilde okudu.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
- Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Please put a lump of sugar in my coffee.
- Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
Caesar erected a golden statue of Cleopatra.
- Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.
Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
- Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
The United States borders Canada.
- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
Washington is the capital of the United States.
- Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
The main idea in his speech was unity.
- Konuşmasındaki ana fikir birlikti.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
I thought we were going to go somewhere.
- Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Tom gave Mary an engagement ring.
- Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.
Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
- Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
This is a nice change of pace.
- Bu hoş bir değişiklik.
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
I brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
She attacked him with a baseball bat.
- O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
Butternut squash is a good source of manganese, potassium, and vitamins A, C, and E.
- Balkabağı, iyi bir manganez, potasyum ve A, C ve E vitaminleri kaynağıdır.
This is the first time I've ever squashed a cockroach.
- Şimdiye kadar ilk defa bir hamam böceği ezdim.