O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
Odada hiç kimse yoktu.
- There wasn't anyone in the room.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
- I can't take it anymore! I haven't slept for three days!
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
Tom Mary'ye niçin biraz para vermesi gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.
- Tom could think of no reason why he should give Mary any money.
Biraz tatlı ister misiniz?
- Would you like any dessert?
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Her neyse, ben elimden geleni yaptım.
- Anyway, I did my best.
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
- Anyway, you'll never know.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
- I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Birisi soruma cevap verebilir mi?
- Can anyone answer my question?
Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
- Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
- Why doesn't anybody translate my sentences?
Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.
- No one speaks this language anymore.
Tom'un yerine koymak için herhangi birisini bulamıyoruz.
- We haven't been able to find anyone to replace Tom.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
- Is there anyone who can answer?
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
- Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Birkaç gün bir şey yememelisin.
- You must not eat anything for a few days.
Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?
- I want some potatoes. Do you have any?
Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.
- According to some scholars, a major earthquake could occur at any moment now.
Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.
- Some people don't believe in any religion.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
We did not see any children at all.
- We didn't see any children at all.
That makes no sense at all.
- That doesn't make any sense.
All of a sudden, it began raining.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
Suddenly it began to rain.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
The story concluded abruptly.
- Hikaye aniden sona erdi.
Don't make abrupt moves.
- Ani hareket yapmayın.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
- Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
- Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
- Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
- Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
... Now, give the bootloader the power to suspend any running operating system to disk, encrypting ...
... I don't know if there's any pianists in this room. ...