Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
 - I don't know anything about her family.
Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
 - His daughter is eager to go with him anywhere.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
 - Give help to anyone who needs it.
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
 - I can't take it anymore! I haven't slept for three days!
Bügün daha iyi hissediyormusun?
 - Do you feel any better today?
Herhangi biri onu yapabilir.
 - Anyone could do that.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
 - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Herhangi biri onu yapabilir.
 - Anyone could do that.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
 - Is there anyone else wanting to eat?
Biraz tatlı ister misiniz?
 - Would you like any dessert?
Eğer kaldıysa bana biraz kahve ver.
 - Give me some coffee if there is any left.
Herhangi bir prezervatifin var mı?
 - Do you have any condoms?
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
 - If you divide any number by zero, the result is undefined.
Her neyse, daha fazla zamanını almayacağım.
 - Anyway, I won't take up any more of your time.
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
 - Anyway, you'll never know.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
 - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Birisi soruma cevap verebilir mi?
 - Can anyone answer my question?
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
 - Is there anyone else wanting to eat?
Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
 - Why doesn't anybody translate my sentences?
Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.
 - No one speaks this language anymore.
Herhangi birisi Tom'la konuştu mu?
 - Has anybody talked to Tom?
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
 - Is there anyone who can answer?
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
 - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
 - That won't change anything.
Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?
 - I want some potatoes. Do you have any?
İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.
 - If you have any interesting books, lend me some.
Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
 - Any mushroom can be eaten, but some only once.
Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.
 - According to some scholars, a major earthquake could occur at any moment now.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
We did not see any children at all.
 - We didn't see any children at all.
That makes no sense at all.
 - That doesn't make any sense.
All of a sudden it started raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
Suddenly rain began to fall.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
The car made an abrupt turn.
 - Araba ani bir dönüş yaptı.
He interrupted us abruptly.
 - O aniden sözümüzü kesti.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
 - Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
 - Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
 - Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
 - Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
... And number three, I will not, under any circumstances, raise taxes on middle-income families. I will ...
... first question, are there any movies that you like to watch while you're on tour? ...