O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
 - That won't change anything.
Odada hiç kimse yoktu.
 - There wasn't anyone in the room.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
 - Any house is better than none.
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
 - I can't take it anymore! I haven't slept for three days!
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
 - Never have I heard anyone say a thing like that.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
 - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
 - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
 - Anyone can cultivate their interest in music.
Tom Mary'ye niçin biraz para vermesi gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.
 - Tom could think of no reason why he should give Mary any money.
Biraz tatlı ister misiniz?
 - Would you like any dessert?
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
 - Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Herhangi bir prezervatifin var mı?
 - Do you have any condoms?
Her neyse, ben sizin meşgul olmak zorunda olduğunuzu biliyorum, bu yüzden gideyim.
 - Anyway, I know you must be busy, so let me go.
Her neyse, o şimdi Paris'te olabilir.
 - Anyhow, he may now be in Paris.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
 - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Birisi soruma cevap verebilir mi?
 - Can anyone answer my question?
Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
 - Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
Odada hiç kimse yoktu.
 - There was hardly anyone in the room.
Odada hiç kimse yoktu.
 - There wasn't anyone in the room.
Herhangi birisi olan herkes oradaydı.
 - Everybody who was anybody was there.
Tom'un yerine koymak için herhangi birisini bulamıyoruz.
 - We haven't been able to find anyone to replace Tom.
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
 - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
 - That won't change anything.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.
 - Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
Birkaç gün bir şey yememelisin.
 - You must not eat anything for a few days.
Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
 - Any mushroom can be eaten, but some only once.
Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.
 - Some people don't believe in any religion.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
 - If you divide any number by zero, the result is undefined.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
That makes no sense at all.
 - That doesn't make any sense.
We did not see any children at all.
 - We didn't see any children at all.
It suddenly started raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
All of a sudden, it began raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
The story concluded abruptly.
 - Hikaye aniden sona erdi.
He interrupted us abruptly.
 - O aniden sözümüzü kesti.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
 - Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
 - Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
 - Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
 - Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
... At any given time, we are running a collection of ...
... ERIC SCHMIDT: Our formats work better than any other ...