Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Tom başka herhangi birinden çok farklı değil.
- Tom isn't very different from anybody else.
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
- Why not try something different for a change?
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- I can add many sentences in different languages.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
- There are many different types of cookies.
Jimmy'nin resimleri diğer insanlarınkinden farklıydılar.
- Jimmy's pictures were different from other people's.
Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum.
- When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.
Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
- Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
- Tom and Mary left through different doors.
Let me put it in another way.
- Lass es mich anders ausdrücken.
Can it be phrased in another way?
- Kann man das anders ausdrücken?
Schneller, sonst kommst du zu spät.
- Vlugger, anders ben je te laat.
Wir Deutsche fürchten Gott, aber sonst nichts in der Welt!
- Wij Duitsers vrezen God, maar niets anders op de wereld.