Now that I am a teacher, I think otherwise.
- Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.
As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.
- Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
Tom can't really do much else.
- Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.
I would do it in a different way than you did.
- Senin yaptığından başka türlü yapardım.
I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
- Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
I can't think otherwise.
- Başka türlü düşünemiyorum.