There is a crack in the glass.
- Bardakta bir çatlak var.
Tom saw a crack in the wall.
- Tom duvarda bir çatlak gördü.
The ice cracked under the weight.
- Buz ağırlığın altında çatladı.
The hail cracked the window.
- Dolu pencereyi çatlattı.
The ice is too hard to crack.
- Buz çatlamak için çok sert.
Mother closed her purse with a snap.
- Annem çantasını çat diye kapattı.
In severe cases, cracks can form or it can snap apart.
- Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da kırılabilir.