create teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- {f} meydana getirmek
- yaratmak
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
- {f} oluşturmak
Web sitesi oluşturmak için birini arıyorum.
- I'm looking for someone to create a website.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
- vücut vermek
- peyda etmek
- (Osmanlıca) ihdas
- ortaya çıkarmak
- (Bilgisayar) yaratma
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Onlar sentetik yaşam formu yaratmak istiyor.
- They want to create a synthetic life form.
- (Havacılık) e yol açmak
- meydana koymak
- var etmek
- türetmek
- (Bilgisayar) oluştur
Ben bir örnek oluşturursam, onu benim için düzeltir misin?
- If I create an example, will you correct it for me?
Bir iPad app oluşturmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to create an iPad app.
- düşmek
- yol açmak
- -e yol açmak
- yarat
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- atamak
- neden olmak
- {f} yapmak
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
- tayin etınek
- mızmızlan/ata/yarat
- tertip etmek
- {f} yetki vermek
- oluşturulmak
- create a
- (Bilgisayar) oluştur
- create a file
- dosya oluşturmak
- create a new
- (Bilgisayar) aşağıdakini oluştur
- create a stir
- sansasyon yaratmak
- create account
- (Bilgisayar) hesap oluşturma
- create accounts
- (Bilgisayar) hesap oluştur
- create control
- (Bilgisayar) denetim oluştur
- create custom
- (Bilgisayar) özel oluştur
- create database
- (Bilgisayar) veritabanı yarat
- create date
- (Bilgisayar) oluşturma tarihi
- create default
- (Bilgisayar) varsayılan yarat
- create desktop
- (Bilgisayar) masaüstü oluştur
- create disk
- (Bilgisayar) disketi yarat
- create filter
- (Bilgisayar) süzgeç oluştur
- create folder
- (Bilgisayar) klasör oluştur
- create folder
- (Bilgisayar) klasör yarat
- create group
- (Bilgisayar) grup oluştur
- create image
- (Bilgisayar) resim oluştur
- create in
- (Bilgisayar) oluşturulacak yer
- create in
- (Bilgisayar) oluşturma yeri
- create instance
- (Bilgisayar) örnek oluştur
- create link
- (Bilgisayar) bağ oluştur
- create mail
- (Bilgisayar) posta oluştur
- create menu
- (Bilgisayar) menü oluştur
- create names
- (Bilgisayar) ad yarat
- create names
- (Bilgisayar) ad oluştur
- create new
- (Bilgisayar) yeni oluştur
- create new
- (Bilgisayar) yeni yarat
- create page
- (Bilgisayar) oluşturma sayfası
- create quite a stir among
- ortamı germek
- create room
- (Bilgisayar) oda oluştur
- create share
- (Bilgisayar) paylaşım oluştur
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol oluşturmak
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol yarat
- create shortcut
- (Bilgisayar) kısayol oluştur
- create user
- (Bilgisayar) kullanıcı oluştur
- create value
- değer yaratmak
- create view
- (Bilgisayar) görünüm oluştur
- create a stink
- kıyameti koparmak
- create a vacuum
- vakum yarat
- create again
- yeniden yarat
- create by mixing
- karıştırarak yap
- create by quilting
- yorgan yap
- create from raw material
- ham maddeden üret
- create from raw stuff
- ham maddeden üret
- create jobs
- istihdam olanağı oluşturmak
- create mentally
- zihinde yarat
- create with words
- kelimelerle yarat
- create a racket
- raket oluşturma
- create an impression
- Bir etki yaratmak
- create an impression
- Bir izlenim bırakmak; bir etki bırakmak
- create bloody murder, hell
- gürültü koparmak, ortalığı velveleye vermek
- create jobs
- iş yaratmak
- create new
- yaratmak yeni
- create password
- şifre oluşturmak
- create a brand
- marka yaratmak
- create a change
- değişiklik yaratmak
- create a copy
- (Bilgisayar) kopya yarat
- create a copy
- (Bilgisayar) kopya oluştur
- create a disturbance
- karışıklık çıkarmak
- create a furor
- sansasyon yaratmak
- create a furore
- sansasyon yaratmak
- create a garden
- bahçe kurmak
- create a job
- (Bilgisayar) iş oluştur
- create a line
- (Bilgisayar) çizgi oluşturur
- create a link
- (Bilgisayar) bağlantı yarat
- create a market
- pazar oluşturmak
- create a market
- (Ticaret) pazar yaratmak
- create a need
- ihtiyaç oluşturmak
- create a plan
- (Bilgisayar) plan oluştur
- create a problem
- problem olmak
- create a rift
- ara bozmak
- create a rift
- aralarını açmak
- create a scandal
- olay çıkarmak
- create a scene
- (deyim) rezalet çıkarmak
- create a stir
- heyecan uyandırmak
- create a stir
- heyecan yaratmak
- create a style
- tarz yaratmak
- create a subweb
- (Bilgisayar) alt web oluştur
- create a subweb
- (Bilgisayar) alt web oluşturma
- create a tension
- gerginlik yaratmak
- create a vacuum
- vakum yaratmak
- create again
- yeniden yaratmak
- create an index
- (Bilgisayar) bir dizin yarat
- create an index
- (Bilgisayar) dizin oluştur
- create an opportunity
- fırsat yaratmak
- create anxiety
- kaygı yaratmak
- create anxiety
- kaygı uyandırmak
- create autotext
- (Bilgisayar) otomatik metin oluştur
- create autotext
- (Bilgisayar) otomatik metin yarat
- create balance
- denge yaratmak
- create button
- (Bilgisayar) düğme yarat
- create certsvc
- (Bilgisayar) certsvc oluştur
- create children
- (Bilgisayar) alt öğe oluştur
- create clips
- (Bilgisayar) klip oluştur
- create conflict
- zıtlık yaratmak
- create copy
- (Bilgisayar) kopya oluştur
- create dfs
- (Bilgisayar) dfs oluştur
- create directory
- dizin yarat
- create disorder
- karmakarışık etmek
- create empty
- (Bilgisayar) boş yarat
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf yarat
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf oluştur
- create envelope
- (Bilgisayar) zarf yaratmayı
- create error
- (Bilgisayar) hata oluştur
- create files
- (Bilgisayar) dosya oluştur
- create form in
- (Bilgisayar) formun yaratılacağı yer
- create freeform
- (Bilgisayar) serbest form oluştur
- create fund
- fon yaratmak
- create irps
- (Bilgisayar) ırp'leri oluştur
- create item of type
- (Bilgisayar) yaratılacak öğenin türü
- create items
- (Bilgisayar) öğe oluştur
- create mentally
- zihinde yaratmak
- create mirror
- (Bilgisayar) yansı oluştur
- create names in
- (Bilgisayar) ad oluşturma yeri
- create names in
- (Bilgisayar) adın yaratılacağı yer
- create need
- ihtiyaç doğurmak
- create new key
- (Bilgisayar) yeni anahtar oluştur
- create new page
- (Bilgisayar) yeni sayfa oluştur
- create new site
- (Bilgisayar) yeni site oluştur
- create new task
- (Bilgisayar) yeni görev oluştur
- create new web
- (Bilgisayar) yeni web oluştur
- create new web
- (Bilgisayar) yeni web sayfası oluştur
- create now
- (Bilgisayar) şimdi oluştur
- create object
- (Bilgisayar) nesne oluştur
- create object
- (Bilgisayar) oluştur nesne
- create only
- (Bilgisayar) sadece oluştur
- create opportunity
- imkan yaratmak
- create out of nothing
- yoktan var etmek
- create out of nothing
- yoktan yaratmak
- create paused
- (Bilgisayar) yaratma duraklatıldı
- create process
- (Bilgisayar) işlem oluştur
- create query
- (Bilgisayar) sorgu oluştur
- create queue
- (Bilgisayar) sıra oluştur
- create queue
- (Bilgisayar) kuyruk yarat
- create request
- (Bilgisayar) istek oluştur
- create role
- (Bilgisayar) rol oluştur
- create scope
- (Bilgisayar) kapsam oluştur
- create sub keys
- (Bilgisayar) alt anahtar oluştur
- create subkey
- (Bilgisayar) alt anahtar oluştur
- create tension
- gerginlik yaratmak
- create text
- (Bilgisayar) metin oluştur
- create thread
- (Bilgisayar) iş parçacığı oluştur
- create trouble
- fitne sokmak
- create two
- (Bilgisayar) yansıtılmış kılavuzlu
- create url
- (Bilgisayar) url oluştur
- create/format
- (Bilgisayar) oluştur/biçimlendir
- could not create file!
- (Bilgisayar) dosya yaratılamadı!
- created
- (Bilgisayar) oluşturulma
- created
- yaratılan
- created
- (Bilgisayar) oluşturan
- created
- (Bilgisayar) yaratılma
Bütün insanlar eşit yaratılmaz.
- Not all men are created equal.
Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.
- Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed.
- created
- (Bilgisayar) oluşturuldu
Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
- The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
Bu oyun Birlik motorunu kullanarak oluşturuldu.
- This game was created using the Unity engine.
- created
- (Bilgisayar) yaratma
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
- created
- (Bilgisayar) yaratıldı
Kâinat nasıl yaratıldı?
- How was the universe created?
Edebiyattaki her kusursuz adam, her zaman bir kadının kalemi tarafından yaratıldı.
- Every perfect man in literature has always been created by the pen of a woman.
- created
- (Bilgisayar) oluşturma
- created
- (Bilgisayar) oluşturma tarihi
- created
- (Bilgisayar) yaratma tarihi
- created
- yaratılmış
Meksika'daki Chicxulub krateri, dinozorları öldüren asteroid tarafından yaratılmış olabilir.
- The Chicxulub crater in Mexico may have been created by the asteroid that killed the dinosaurs.
İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.
- Human beings were created in God's image.
- created
- (Bilgisayar) oluşturulma tarihi
- event create
- (Bilgisayar) olay oluşturma
- created
- {f} yarat
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- creating
- {f} yarat
Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.
- The separatist movement is creating conflict within the country.
Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.
- Your behavior is creating a lot of problems.
- creates
- yaratmalar
- creates
- yaratır
- creating
- yaratma
Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.
- Perform an experiment in creating a country from scratch.
Din hala kullanımda olan çeşitli takvimleri yaratmada çok önemli bir rol oynamıştır.
- Religion played a very important role in creating the various calendars still in use.
- raise/make/create a stink
- kıyameti koparmak
- to create ambiance
- ortam yaratmak
- always create backup
- (Bilgisayar) her zaman yedekle
- always create backup copy
- (Bilgisayar) her zaman yedekle
- cause/create a stir
- herkesin ilgisini çekmek
- re create
- yenilemek
- re create
- yeniden yaratmak