boşalma

listen to the pronunciation of boşalma
Türkçe - İngilizce
{i} ejaculation
{i} discharge

The river discharges into a lake. - Nehir bir göle boşalmaktadır.

orgasm
Ejaculation, orgasm, climax
climax
empty
shot
discharge; evacuation; (meni) ejaculation, coming off
(Pisikoloji, Ruhbilim) catharsis
(Argo) cumshot
slag discharge
slack
outflow
draft
coming off
depletion
(Nükleer Bilimler) blowdown
outpouring
outpourings
laxation
issue
boşalmak
ejaculate
boşalma sayısı
jump
boşalmak
{f} cum
gastrik boşalma
(Geometri) Gastric motility
birden boşalma
(Madencilik) inrush
boşalmak
discharged
boşalmak
emptied
boşalmak
(Denizbilim) drainage
boşalmak
come off
boşalmak
uncoil
boşalmak
trip
cinsel boşalma
ejaculation
duygusal boşalma
catharsis
duygusal boşalma
(Pisikoloji, Ruhbilim) abreaction
elektriksel boşalma
electrical discharge
elektriksel boşalma
(Bilgisayar) discharge
elektriksel boşalma
(Aydınlatma) electric discharge
erken boşalma
(Argo) duffy
kentsel boşalma
(İnşaat) urban sprawl
kısmi boşalma
partial discharge
boşal
become empty
boşalmak
come
cinsel boşalma
ejaculate
dışa boşalma
drain
boşal
cum
boşal
discharged

A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply. - Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.

boşalmak
empty
erken boşalma
Premature ejaculation
Boşalmak
(Tıp) depletion
boşalmak
exhaust
boşalmak
to unburden oneself, unbosom oneself, let off steam
boşalmak
cream
boşalmak
teem
boşalmak
(for a rope) to become slack
boşalmak
(Konuşma Dili) (for a woman) to come, orgasm
boşalmak
(Konuşma Dili) (for a man) to come, ejaculate (during sexual intercourse)
boşalmak
to be emptied; to be discharged; to uncoil; to become free; to become vacant; to get sth off one's chest; to ejaculate, to come off, to come
boşalmak
discharge

The river discharges into a lake. - Nehir bir göle boşalmaktadır.

boşalmak
to become empty, empty; to become vacant
boşalmak
(for a river) to empty into (a sea)
boşalmak
(for a spring) to unwind
boşalmak
(for a liquid) to run out (of a container); (for people, liquid) to flow out, stream out, pour out
boşalmak
drain off
boşalmak
(for a tethered or harnessed animal) to get loose
boşalmak
drain away
gecikmeli boşalma
retarded ejaculation
gecikmeli boşalma
(Pisikoloji, Ruhbilim) delayed ejaculation
kendi kendine boşalma
self discharge
musluk boşalma oranı
tap discharge rate
rüyada boşalma
wet dream
salınımlı boşalma
oscillatory discharge
Türkçe - Türkçe
Boşalmak işi, inhilâl
Boşalmak işi, inhilal: "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması hâlinde, ara seçime gidilir."- Anayasa
Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi
Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama
dejarş
(Osmanlı Dönemi) İNFİRAG
deşarj
erken boşalma
Erken boşalma, en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğudur. Erken boşalma, cinsel bir yetersizlik değildir. Boşalma üzerinde kontrolün az sağlanması veya sağlanamamasıdır. Hem erkeklerin hem de kadınların en fazla yakındıkları sorunların başında gelir
boşalmak
Bağından kurtulmak
boşalmak
Hayvan bağından kurtulmak
boşalmak
Dışarıya akmak, dökülmek
boşalmak
Gevşemek, açılmak
boşalmak
Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak: "Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek."- Y. Z. Ortaç
boşalmak
Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
boşalmak
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
boşalmak
Gevşemek, açılmak: "Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu."- S. F. Abasıyanık
boşalma