In order to achieve that, you'll have to take risks.
 - Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın.
What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
 - Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
He must succeed to his father's business.
 - O, babasının işini başarmak zorundadır.
I worked hard to succeed.
 - Başarmak için sıkı çalıştım.
I want to accomplish something in life.
 - Hayatta bir şey başarmak istiyorum.
To accomplish great things we must not only act, but also dream; not only plan, but also believe.
 - Büyük işleri başarmak için sadece hareket etmemeliyiz aynı zamanda hayal kurmalıyız; sadece planlamamalıyız aynı zamanda inanmalıyız.
He must succeed to his father's business.
 - O, babasının işini başarmak zorundadır.
What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
 - Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
I haven't achieved anything yet.
 - Henüz bir şey başarmadım.
In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
 - Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
If you had helped me, I could have accomplished the work.
 - Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.
Tom accomplished what we thought he wouldn't be able to accomplish.
 - Tom başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.
It is everyone's wish to succeed in life.
 - Hayatta herkesin isteği başarılı olmaktır.
He will without doubt succeed in the exam.
 - Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
If you're trying to scare me, you're succeeding.
 - Beni korkutmaya çalışıyorsan başarıyorsun.
Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.
 - Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.
He will without doubt succeed in the exam.
 - Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
I worked hard to succeed.
 - Başarmak için sıkı çalıştım.
If you had helped me, I could have accomplished the work.
 - Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.
Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
 - Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.