bağımlılıklar

listen to the pronunciation of bağımlılıklar
Türkçe - İngilizce
dependencies
When referring to packages, dependencies are requirements that exist between packages For example, package foo may require files that are installed by package bar In this example, bar must be installed, or else foo will have unresolved dependencies RPM will not normally allow packages with unresolved dependencies to be installed
Components can have dependencies on other components There are several notions to keep in mind when considering component dependencies
Straw Dependency: Sufferer is unable to drink without aid of a straw
plural of dependency
In civil law, constructions and installations that are accessory to a dwelling but separated from it by a completely free space, or connected to it only by a fence or electrical or other connection
[change] gdbm 1 8 0 (required) GNU Readline readline 2 2 1 (required) [download links]
Dependencies are relationships between products or tasks For example, one product may be made up of several other 'dependent' products or a task may not begin until a 'dependent' task is complete See also logical relationship
bağımlı
{s} addicted

Many criminals in America are addicted to drugs. - Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.

Tom is addicted to watching anime. - Tom animasyon izleme bağımlısı.

bağımlı
dependent

She's still dependent on her parents. - O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.

The boy is totally dependent on his parents. - Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.

bağımlılık
dependency

Drugs can cause both dependency and tolerance. - İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.

bağımlılık
addiction

All drugs of addiction increase the release of dopamine in the brain. - Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salınımını arttırır.

Smoking is no habit but an addiction. - Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.

bağımlılık
{i} dependence
bağımlı
{i} addict

He is addicted to cocaine. - O, kokaine bağımlıdır.

You could say that Mrs. Smith is a television addict. - Mrs. Smith in televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsin.

bağımlı
subsidiary
bağımlılık
indulgence
bağımlı
clinging
bağımlılık
habit

Smoking is no habit but an addiction. - Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.

Smoking is not a habit; it's an addiction. - Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır.

bağımlılık
{i} fixation
bağımlı
dependant
bağımlı
(Dilbilim) included
bağımlı
subordinate
bağımlı
(Dilbilim) literal
bağımlı
(Bilgisayar) child

Don't let your children become couch potatoes. - Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.

This former child actor later became a drug addict. - Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.

bağımlı
vassal
bağımlı
contingent
bağımlı
ancillary
bağımlı
(Bilgisayar) slave
bağımlılık
(Ticaret) interdependence
bağımlılık
(Dilbilim) connection
bağımlılık
(Dilbilim) boundedness
bağımlı
subject
bağımlı
heteronomous
bağımlı
subordinative
bağımlı
reliant
bağımlılık
subjection
bağımlılık
subservience
bağımlılık
thraldom
bağımlı
in dependent
bağımlı
addıcted
bağımlı
dependent of
bağımlılık
addiction to
bağımlı
habitual
bağımlı
given to
bağımlı
inveterate
bağımlı
addict; freak
bağımlı
to be addicted
bağımlı
interdependent
bağımlı
hooked

Tom's hooked on cigarettes. - Tom sigara bağımlısı.

bağımlı
{s} linked
bağımlı
bound
bağımlı
{i} freak

She's a control freak. - O bir kontrol bağımlısı.

bağımlı
in the bondage of vice
bağımlı
tributary
bağımlı
{s} confirmed
bağımlılık
servitude
bağımlılık
quality of being inveterate
bağımlılık
dependence; addiction
bağımlılık
dependance
bağımlılık
bondage
bağımlılık
inveteracy
bağımlılık
quality of being deeply ingrained
Türkçe - Türkçe

bağımlılıklar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Bağımlı
angaje
bağımlı
Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi
bağımlılık
Bağımlı olma durumu, tabiiyet
bağımlılıklar