çok iyi!

listen to the pronunciation of çok iyi!
Türkçe - İngilizce
(Konuşma Dili) deal

Tom isn't dealing with his father's death very well. - Tom babasının ölümüyle çok iyi ilgilenmiyor.

We have great deals on furniture. - Mobilya konusunda çok iyi anlaşmalarımız var.

Very good; Not half bad!; All right!
{s} roaring
banner
very well

Tony can play tennis very well. - Tony, çok iyi tenis oynayabilir.

That tie suits you very well. - Bu kravat sana çok iyi uyuyor.

highly

She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet. - O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.

cool

I always thought Tom was so cool. - Ben hep Tom'un çok iyi olduğunu düşündüm.

(Konuşma Dili) bully for you
(Argo) mickey mouse
two thumbs up
terrific
choice
(Argo) grouse
good

I hear he is good at mahjong. - Onun Mahjong'da çok iyi olduğunu duydum.

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

devastating
(Argo) cold stupid fresh
intimately
extra
celestial

Can there be so much anger in celestial hearts? - Çok iyi kalplerde bu kadar çok öfke olabilir mi?

splendid
funky
in the pink of condition
competent
admirable
grand

Grandmother looked very well. - Büyükanne çok iyi görünüyordu.

My grandmother can't see very well. - Büyükannem çok iyi göremez.

like a bomb
exquisite
outstanding

His ability in mathematics is outstanding. - Onun matematikteki yeteneği çok iyi.

excellent

Tom is in excellent health. - Tom'un sağlığı çok iyi.

Are the results good? Yes, they're excellent. - Sonuçlar iyi mi? Evet, çok iyi.

nifty
sensational
great

I'm not so great at following directions. - Aşağıdaki talimatlarda çok iyi değilim.

She is great at skiing. - O kayakta çok iyidir.

fine

It has been very fine since then. - Bu o zamandan beri çok iyi.

Tom is a very fine musician. - Tom çok iyi bir müzisyen.

unrivalled
good job

You did a very good job. - Çok iyi bir iş yaptın.

I think Tom doesn't have a very good job. - Sanırım Tom'un çok iyi bir işi yok.

divine
damn well
fantastic
beautiful
right as rain
very good

She's a very good teacher. - O çok iyi bir öğretmendir.

I haven't a very good dictionary. - Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.

of the first water
only too well
good many
very good, first-class
thumbs up
that's cool
{s} some

Your essay has some mistakes, but as a whole it is very good. - Denemenin birkaç hatası var fakat bir bütün olarak çok iyi.

It's not something I'm very good at. - O, çok iyi olduğum bir şey değil.

helluva
alpha plus
famously
no mean
{s} bully
{s} elegant
{s} exceptional
nicely

Tom doesn't treat Mary very nicely. - Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.

Tom didn't treat Mary very nicely. - Tom Mary'ye çok iyi davranmadı

champion
hell of
dandy
jolly good
Türkçe - Türkçe
pekala
ala