Ayda bir kere bir araya geliriz.
- Wir kommen einmal im Monat zusammen.
Kusursuz bir ilişki diye bir şey yoktur. O yüzden kendine hem cennette, hem de cehennemde beraber olabileceğin birini bul!
- Es gibt keine perfekte Beziehung. Also suche dir jemanden, mit dem du in Himmel und Hölle zusammen sein kannst.
Hadi beraber dua edelim !
- Beten wir alle zusammen!
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
- While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.
Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak.
- The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.
İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.
- The two premiers had nothing in common.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir.
- Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
- I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
- Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.