The settlers did not always honor the treaties.
 - Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Tom refused to settle down.
 - Tom yerleşmeyi reddetti.
We moved into this house last month. We will settle down soon.
 - Bu eve geçen ay taşındık. Yakında yerleşeceğiz.
Tom is ready to settle down and start a family.
 - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
He settled down in his native country.
 - Anavatanına yerleşti.
They settled in Canada.
 - Onlar Kanada'ya yerleştiler.
They are planning to settle in New Zealand.
 - Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
They decided to settle in a suburb of London.
 - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
This is residential property.
 - Burası yerleşim bölgesidir.
This residential area is comfortable to live in.
 - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.