yatak

listen to the pronunciation of yatak
Türkçe - İngilizce

yatak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

<span class="word-self">yatakspan>
bed

You ought to have known that he was sick in bed. - Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.

Tom spent the whole day reading in bed. - Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.

<span class="word-self">yatakspan>
mattress

That mattress needs to be aired out. - O yatak dışarıda havalandırılmalı.

To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw. - Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.

<span class="word-self">yatakspan>
bedding
<span class="word-self">yatakspan>
riverbed
<span class="word-self">yatakspan>
(Askeri) anchorage
<span class="word-self">yatakspan>
race
<span class="word-self">yatakspan>
palier
<span class="word-self">yatakspan>
channel
<span class="word-self">yatakspan>
pad
<span class="word-self">yatakspan>
stratum
<span class="word-self">yatakspan>
(Kanun) accessory
<span class="word-self">yatakspan>
watercourse
<span class="word-self">yatakspan>
anti-friction lining
<span class="word-self">yatakspan>
hideaway
<span class="word-self">yatakspan>
ore bed
<span class="word-self">yatakspan>
roller bearing
<span class="word-self">yatakspan>
hideout
<span class="word-self">yatakspan>
support
<span class="word-self">yatakspan>
mount

I can see mountains from my bedroom window. - Yatak odası penceremden dağlar görebiliyorum.

<span class="word-self">yatakspan>
(Tıp) laver
yataklar
(Bilgisayar) couches
<span class="word-self">yatakspan>
bunk
<span class="word-self">yatakspan>
bearing
<span class="word-self">yatakspan>
den
<span class="word-self">yatakspan>
berth
<span class="word-self">yatakspan>
headstock
<span class="word-self">yatakspan>
the bed
<span class="word-self">yatakspan>
a bed
<span class="word-self">yatakspan>
lit

If you aren't feeling well, maybe you should rest in bed a little longer. - Eğer iyi hissetmiyorsan, belki de yatakta biraz daha dinlenmelisin.

Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day. - Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.

yataklar
beds

They sleep in separate beds. - Onlar ayrı yataklarda uyuyorlar.

We found the beds quite comfortable. - Biz yatakları oldukça rahat bulduk.

<span class="word-self">yatakspan>
haunt
<span class="word-self">yatakspan>
seam
<span class="word-self">yatakspan>
kip
<span class="word-self">yatakspan>
seminary
<span class="word-self">yatakspan>
seating
<span class="word-self">yatakspan>
mech. (a) bearing
<span class="word-self">yatakspan>
seam, bed, vein, lode, or placer (of a mineral)
<span class="word-self">yatakspan>
trench into which seedling plants are transplanted
<span class="word-self">yatakspan>
bye bye
<span class="word-self">yatakspan>
place abounding in (game)
<span class="word-self">yatakspan>
bed, couch; lair, den; anchorage, berth; riverbed; stratum, ore bed, deposit; bearing; (hırsız, vb.) den
<span class="word-self">yatakspan>
bearings
<span class="word-self">yatakspan>
bed; bedstead
<span class="word-self">yatakspan>
sleeping pad
<span class="word-self">yatakspan>
sack

To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw. - Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.

<span class="word-self">yatakspan>
flop
<span class="word-self">yatakspan>
den, lair (of thieves or animals)
<span class="word-self">yatakspan>
chamber (of a gun)
<span class="word-self">yatakspan>
receiver of stolen goods, fence; person who harbors a criminal
<span class="word-self">yatakspan>
boss
<span class="word-self">yatakspan>
doss
<span class="word-self">yatakspan>
bed (of a stream, river, or lake); course, channel (of a stream or river)
<span class="word-self">yatakspan>
straw-filled container in which eggs or fruits are stored: yatak limonu lemon which has been stored in straw
<span class="word-self">yatakspan>
hotbed
<span class="word-self">yatakspan>
recess
<span class="word-self">yatakspan>
(Nükleer Bilimler) wear ring
<span class="word-self">yatakspan>
seat
Türkçe - Türkçe

yatak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

<span class="word-self">yatakspan>
Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
<span class="word-self">Yatakspan>
firaş
<span class="word-self">Yatakspan>
orum
<span class="word-self">Yatakspan>
(Osmanlı Dönemi) SERİRE
<span class="word-self">Yatakspan>
akak
<span class="word-self">Yatakspan>
döşek
Yataklar
(Osmanlı Dönemi) FÜRUŞ
<span class="word-self">yatakspan>
Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
<span class="word-self">yatakspan>
Koyunların barındığı vadi kenarlarında yapılmış yer
<span class="word-self">yatakspan>
Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar. Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
<span class="word-self">yatakspan>
Üzerinde yatılabilecek her türlü şey
<span class="word-self">yatakspan>
Ağaçtan yapılmış döküm kalıbı
<span class="word-self">yatakspan>
Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
<span class="word-self">yatakspan>
Bir şeyin çok bulunduğu yer
<span class="word-self">yatakspan>
Uyumak, dinlenmek gibi amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya
<span class="word-self">yatakspan>
Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte. Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb. Üzerinde yatılabilecek her türlü şey
<span class="word-self">yatakspan>
Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
<span class="word-self">yatakspan>
Irmak, çay, dere gibi suların, içinde aktıkları yer, akak, mecra
<span class="word-self">yatakspan>
Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
<span class="word-self">yatakspan>
Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka
<span class="word-self">yatakspan>
Yün, pamuk, kuş tüyü vb.maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
<span class="word-self">yatakspan>
Koyunların dinlenmek için bırakıldıkları rüzgara açık yer
<span class="word-self">yatakspan>
Uyumak, dinlenmek gibi amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya: "Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım."- R. H. Karay
<span class="word-self">yatakspan>
Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
<span class="word-self">yatakspan>
Turunçgilleri ve yumurta gibi ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
<span class="word-self">yatakspan>
Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar