A child develops rapidly between the ages of 13 and 16.
 - Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.
Men and women between the ages of 25 and 54 have the most stressful lives.
 - 25 ve 54 yaşları arasındaki erkekler ve kadınlar en stresli yaşamlara sahiptir.
Wisdom does not automatically come with age.
 - Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
He has a son of your age.
 - Senin yaşında bir oğlu var.
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
 - Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
Tom's eyes were wet with tears.
 - Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.
My father will soon be forty years old.
 - Babam yakında kırk yaşında olacak.
My father is only fifteen years old.
 - Benim babam sadece on beş yaşında.
That fish lives in fresh water.
 - O balık tatlı suda yaşar.
Take a fresh look at your lifestyle.
 - Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
The older you get, the more difficult it becomes to learn a new language.
 - Ne kadar yaşlanırsan, yeni bir dili öğrenmek o kadar zor olur.
Older people are often afraid of trying new things.
 - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
John is not as old as Bill; he is much younger.
 - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Sam is two years younger than Tom.
 - Sam Tom'dan iki yaş küçük.
She called out to him, with tears running down her cheeks.
 - Yanaklarından süzülen yaşlarla ona seslendi.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
 - Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
The best time of life is when you are young.
 - Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
The best time of life is when we are young.
 - Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.