What about you? Do you trust this man?
- Peki ya sen? Bu adama güveniyor musun?
What about you? Will you have orange juice, too?
- Ya sen? Sen de portakal suyu alır mısın?
It's a matter of either or.
- Bu bir ya ya da konusu.
Either be as you seem or seem as you are.
- Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
Either you or your friend is wrong.
- Ya sen ya da arkadaşın hatalı.
Yo homes, smell ya later!.
You have to be at least 36 inches high to go on this ride.
You are all supposed to do as I tell you.
You must do as I tell you.
You must do as I tell you.
You are all supposed to do as I tell you.
Siz insanları anlamıyorum.
- I don't see your point.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Bu kravat sana çok iyi uyuyor.
- That tie suits you very well.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Ben sizden özür dilemeliyim.
- I must beg your pardon.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I am looking forward to hearing from you soon.
Stevie Wonder'ın yeni albümü sende var mı?
- Do you have Stevie Wonder's new album?
Ben senden daha güzelim.
- I am more beautiful than you.
İstasyona giderken ben seni geçtim.
- I can beat you to the station.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
İçmek için size ne alabilirim?
- What can I get you for drinking?