toplamı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- total
The internal angles of an octagon total 1080°.
- Sekizgen'in iç açılarının toplamı 1080°'dir.
Tom calculated that the total would be over 900 dollars.
- Toplamın 900 doların üzerinde olacağını hesapladı.
- (Bilgisayar) total for
- the sum
- facies
- toplam
- total
Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.
- Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
The total comes to 3,000 yen.
- Toplam 3000 yene varıyor.
- toplam
- {i} sum
The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.
- Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir.
Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words.
- Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.
- kayıt toplamı
- enrolment
- toplam
- {i} whole
The whole is greater than the sum of the parts.
- Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür.
- toplam
- {i} amount
What is the total amount of money you spent?
- Harcadığın toplam para miktarı nedir?
The total amounted to 100 dollars.
- Toplam 100 dolara ulaştı.
- toplam
- grandtotal
- toplam
- gross
- toplam
- toto
- toplam
- (Ticaret) bulk
- toplam
- total amount
- toplam
- count
He travels about the world gathering facts about little known countries.
- O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.
The total population of the country is 300 million.
- Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur.
- toplam
- totality
- toplam
- totals
- toplam
- summed
- toplam
- (Ticaret) over-all
- toplam
- in all
There are about a thousand students in all.
- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
There were fifty persons in all.
- Toplam olarak elli kişi vardı.
- toplam
- total of
- toplam
- (İnşaat) additive
- toplam
- (Bilgisayar) count of
- toplam
- total sum
- toplam
- number
Adding up numbers is very uplifting.
- Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
What is the total number of students?
- Öğrencilerin toplam sayısı nedir?
- toplam
- aggregate
- toplam
- overall
- toplam
- the total
- denetim toplamı
- check sum, audit total
- emek toplamı
- labor total
- fatura toplamı
- invoice total
- ferdi sigortalar toplamı
- (Sigorta) individual life total
- hizmetler ve gelirler toplamı
- (Hukuk) services and incomes net
- kayıt toplamı
- enrollment
- kredili not toplamı
- (Eğitim) aggregate mark
- maddi değerlerin toplamı
- (Ticaret) tangible value
- mali kaynaklar toplamı
- exchequer
- nakit toplamı
- effects
- oy toplamı
- the vote
- toplam
- combination
- toplam
- (Matematik) total
- toplam
- tot
Tom calculated that the total would be over 900 dollars.
- Toplamın 900 doların üzerinde olacağını hesapladı.
The total comes to 3,000 yen.
- Toplam 3000 yene varıyor.
- toplam
- total, overall, in all; total, aggregate
- toplam
- total , sum
- toplam
- summation
- toplam
- muster
- toplam
- gross (as opposed to net); overall: toplam verim overall efficiency
- toplam
- concentrate
- çek toplamı
- (Bilgisayar,Teknik) check total
- çok kaynaklı sermayeler toplamı
- omnium
