Temiz bardakları onları bulaşık makinesinden çıkararak kirletmek istemiyorum.
- I don't want to contaminate the clean glasses by taking them out of the dishwasher.
Bu nehir kirli değildir.
- This river is not polluted.
Tom bu nehirde yüzmeyi sevmiyor. O onun çok kirli olduğunu söylüyor.
- Tom doesn't like swimming in this river. He says it's too polluted.
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
- The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.
Mutasyonların kökeni kirletilmiş su tüketiminde gibi görünüyor.
- It seems that the origin of the mutations is in the consumption of contaminated water.
Bazı fabrikalar çevreyi kirletir.
- Some factories pollute the environment.
Kanalizasyon çoğunlukla okyanusu kirletir.
- Sewage often pollutes the ocean.
The factory polluted the river when it cleaned its tanks.
The lights from the stadium polluted the night sky, and we couldn't see the stars.