tarihsiz

listen to the pronunciation of tarihsiz
Türkçe - İngilizce
undated
historyless, having no history to speak of
dateless
tarih
history

Miss Thomas teaches us history. - Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.

He teaches us history. - O bize tarih öğretiyor.

tarih
date

Date of last revision of this page: 2010-11-03 - Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03

My water broke on the evening of the predicted birth date. - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

tarih
date: bugünün tarihi today's date. 5 Nisan 1994 tarihinde on 5 April 1994
tarih
(Bilgisayar) by
tarih
ugrian
tarih
(Bilgisayar) at
tarih
(Bilgisayar) on
tarih
(Bilgisayar) when

When I was at high school the subjects I liked were geography and history. - Ben lisede iken benim sevdiğim dersler coğrafya ve tarihti.

I want to teach history when I grow up. - Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.

tarih
{i} chronicle
tarih
the date
tarih
date for
tarih
annals
tarih
history; date
tarih
chronogram
tarih
epoch
Türkçe - Türkçe
Uzun bir geçmişi olmayan
Tarihi yazılmamış, yazıldığı gün, ay veya yıl belirtilmemiş, günsüz
TARİH
(Osmanlı Dönemi) İşe yaramaz diye bir kenara atılmış nesne
Tarih
(Osmanlı Dönemi) VECH
Tarih
gün
tarih
Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz veya gün
tarih
Tarih dersi: "Ertesi gün, tarih imtihanı vardı."- Y. Z. Ortaç
tarih
Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim: "Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar."- F. R. Atay
tarih
Tarih kitabı
tarih
Tarih dersi
tarih
Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı
tarih
Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı: "Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın!"- R. H. Karay
tarih
Evrensel tarihin herhangi bir bölümünü ele alan anlatı
tarihsiz