si̇lmek

listen to the pronunciation of si̇lmek
Türkçe - İngilizce

si̇lmek teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

silmek
wipe

She used a damp rag to wipe off the dust. - Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.

silmek
erase

He wishes to erase bad memories. - O kötü anıları silmek istiyor.

Sami wanted to erase Layla's identity. - Sami, Leyla'nın kimliğini silmek istedi.

silme
wipe

She used a damp rag to wipe off the dust. - Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.

Tom held Mary's hand and gave her tissues to wipe her tears. - Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.

silmek
delete

I have to delete many files from my computer. - Bilgisayarımdan birçok dosyayı silmek zorundayım.

silmek
expunge
silmek
cross out

Writing is easy. All you have to do is cross out the wrong words. - Yazmak kolaydır. Yapmak zorunda olduğun tek şey yanlış kelimeleri silmektir.

silmek
rub up
silmek
(Bilgisayar) clear delete
silmek
crouch
silmek
cross of
silmek
erasing
silmek
deterge
silmek
write off

We had to write off the debt. - Borcu silmek zorunda kaldık.

silmek
swab
silmek
expunging
silmek
undone
silmek
polish
silmek
(Bilgisayar) remove
silmek
dele

I'm having a problem deleting one of my files. - Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.

I have to delete many files from my computer. - Bilgisayarımdan birçok dosyayı silmek zorundayım.

silmek
rule smth out
silmek
undo
silmek
mop up
silmek
(Bilgisayar,Teknik) zap
silmek
rule something out
silmek
wiping

Could I get one of those small damp towels for wiping my hands? - Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?

silmek
wipe out
silmek
to wipe; to erase, to rub sth out, to efface, to obliterate; to delete; to rub up, to polish
silmek
delete , erase
silmek
forgive
silmek
rule out
silmek
wipe up
silmek
rub down
silmek
rub out
silmek
give smth. a wipe
silmek
to erase, rub out. silip süpürmek
silmek
furbish
silmek
to wipe up, wipe away, or wipe (something wet) (using something dry); to dry
silmek
strike off
silmek
to eat up every morsel of (something)
silmek
wipe off

She used a damp rag to wipe off the dust. - Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.

silmek
whisk
silmek
to clean (a place) from stem to stern
silmek
to destroy (everything), sweep (everything) away; to make a clean sweep of (all of them), get rid of (them all)
silmek
(borç) write off
silmek
blot out
silmek
efface
silmek
wipe away
silmek
rub off
silmek
obliterate

Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife. - Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.

silmek
blank
silmek
to clean, rub (something) clean (using something wet)
silmek
cancel
silmek
strike out
silmek
rule smth. out
silgi ile silmek
erase
silmek (borç)
write off
silmek;
deleted
sil
{f} deleted

I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba. - Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.

Tom accidentally deleted all the files on one of his external hard disks. - Tom yanlışlıkla harici hard disklerden birindeki tüm dosyaları sildi.

sil
{f} deleting

Instead of deleting your sentences, how about making them better? - Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?

I'm having a problem deleting one of my files. - Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.

sil
clear
silme
{i} expunging
sil
backspace
borcu silmek
(Ticaret) write off
sil
(Bilgisayar) delete of
sil
(Bilgisayar) remove

She removed her makeup and washed her face. - O, makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.

Tom removed his gun from his holster. - Tom silahını kılıfından çıkardı.

sil
(Bilgisayar) delete it
silme
(Dilbilim) ellipsis
silme
(Askeri,Bilgisayar) delete

Do not delete this example sentence. - Bu cümle örneğini silmeyin.

Nobody has deleted this sentence. - Kimse bu cümleyi silmedi.

silme
(Bilgisayar) don't delete
silme
(Bilgisayar) deleted

I haven't yet deleted all the duplicate photos. - Yinelenen fotoğrafların tümünü henüz silmedim.

I haven't yet deleted any messages. - Henüz herhangi bir mesajı silmedim.

silme
obliterate

Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife. - Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.

silme
(Ticaret) waive
silme
cancel
silme
effacing
silme
(Bilgisayar) clear
silme
(Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) blanking
sil
{f} expunging
sil
mop up
sil
wipe up
sil
{f} wiping

I am wiping the dining table. - Ben yemek masasını siliyorum.

I'm not wiping your tables. - Ben senin masalarını silmiyorum.

sil
{f} undone
sil
blank out
sil
strike out
sil
strike off
sil
expunge
sil
delete

I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it. - Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.

Tom accidentally deleted all the files on one of his external hard disks. - Tom yanlışlıkla harici hard disklerden birindeki tüm dosyaları sildi.

sil
wipe off

Could you please wipe off the table? - Lütfen tabloyu siler misin?

She used a damp rag to wipe off the dust. - Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.

sil
erase

Rub out these words with your eraser. - Bu kelimeleri silginle sil.

Their names were erased from the list. - İsimleri listeden silindi.

sil
{f} erasing
sil
rub out

Rub out these words with your eraser. - Bu kelimeleri silginle sil.

sil
wipe

Israel should be wiped off the map. - İsrail haritadan silinmelidir.

Mayuko wiped a table with a cloth. - Mayuko tabloyu bir bezle sildi.

sil
efface
sil
zap
silme
moulding
silme
{i} deleting

Instead of deleting your sentences, how about making them better? - Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?

I'm having a problem deleting one of my files. - Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.

silme
{i} swabbing
silme
effacement
silmek
mop
silmek
absterge
silmek
blank out
burnunu silmek
blow one's nose
elini mendil ile silmek
hand to wipe
sil
rub off
silme
deletions
silmek
letter out
Silmek
purge
alnını silmek
mop one's brow
alnının terini silmek
to mop one's brow
alın terini silmek
mop one's brow
bellek silmek
erase the memory
borç silmek
wipe our debt
borç silmek
write off debt
borç silmek
wipe off debt
borç silmek
write off a debt
burnunu silmek
to blow one's nose
burununu silmek
to wipe one's nose
defterden silmek
to drop (someone) completely, no longer to have anything to do with (someone)
ilaçlı bezle silmek
swob down
kaydını silmek
to delete the record of
kayıtını silmek
to delete (an entry) from a record book; to expunge (someone's) name from a register
künyesini silmek
slang to kick (someone) out, give (someone) the old heave-ho
pencere silmek
wipe the window
sil
dele

Tom accidentally deleted all the files on one of his external hard disks. - Tom yanlışlıkla harici hard disklerden birindeki tüm dosyaları sildi.

Your name was deleted from the list. - Adınız listeden silindi.

sil
ruboff
sil
jerk
sil
rubout
sil
sill

I wiped the window sill with a paper towel. - Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.

sil
mopup
silme
wiping

Could I get one of those small damp towels for wiping my hands? - Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?

silme
arch. molding; projecting stringcourse; coping
silme
deletion
silme
wiping up; wiping away; wiping; drying
silme
rubbing
silme
erasion
silme
full to the brim, brimful
silme
cancellation
silme
completely, wholly, entirely
silme
obliteration
silme
erasure; blanking; moulding; full to the brim, brimful
silme
defacement
silme
erasure
silme
(Nükleer Bilimler) erase

Sami was trying to erase his tracks. - Sami izlerini silmeye çalışıyordu.

The typist tried to erase the error. - Katip hatayı silmeye çalıştı.

silme
heaping
silme
blot
silme
molding
silme
expunction
silmek
kill
silmek
crossout
süngerle silmek
sponge
süngerle silmek
sponge down
ölçeği doldurup silmek
strickle
ıslak bezle silmek
swob down
ıslak bezle silmek
swab down
İngilizce - İngilizce

si̇lmek teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

sil
or Supported Independent Living Program ~ The Supported Independent Living Program provides subsidized housing for people with mental illnesses Community Mental Health Centre staff select people with mental illnesses to live in private market rental units, and non-profit mental health organizations to provide support services for residents BC Housing administers the subsidies, on behalf of the Ministry of Health
sil
Spousal Impoverishment Law
sil
Sector Inbound List
sil
= SPEECH-INTERFERENCE LEVEL A calculated quantity providing a guide to the interference of a noise with the reception of speech The speech-interference level is the arithmetic average of the octave band levels of the interfering noise in the most important part of the speech frequency range The levels in octave bands centered at 500, 1000, and 2000 Hz are commonly averaged to determine the speech-interference level
sil
An LCD module that has a single row of connection holes, and an LCD glass with a single contact edge
sil
An LCD module that has a single row of connection holes, and an LCD glass with a signle contact edge
sil
nIII: preference
sil
Standard Interchange Language A standard for data definition, maintenance and queries developed by independent grocery firms
Türkçe - Türkçe

si̇lmek teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

silmek
Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek
silmek
Kazıyarak veya sürterek yok etmek
silmek
Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek: "Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi."- Ö. Seyfettin. Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak: "Türküler çağırarak tahta siliyorlar."- Y. Z. Ortaç
silmek
Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek. Üzerini çizerek atmak, yok etmek. Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak
silmek
Üstünlük göstererek, o alanda üstün olanları ikinci plana atmak
silmek
Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek: "Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır."- M. Ş. Esendal. İlişkisini koparmak, yok saymak
silmek
İlişkisini koparmak, yok saymak
silmek
Üzerini çizerek atmak, yok etmek
silmek
Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak
silmek
Bir yazıyı veya çizgiyi kazıyarak veya sürterek yok etmek
silmek
Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek
silmek
Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek
sil
Antik çağda çömlek yapımında kullanılan kil
Silmek
(Osmanlı Dönemi) ISKAT
silme
Duvar veya tavan gibi yerlerde yapılan kabartma kenar
silme
Silmek işi
silme
Baştan aşağı, tam (olarak), tamamen
silme
Baştan aşağı, tam olarak, tamamen
silme
Yiyecekle dolu bir kabın üzerinin bıçakla düzeltilmesi
silme
Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep: "O çağlarda saraylar, konaklar, yalılar silme cariyedir."- S. Birsel
silme
Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep
silme
Duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla yapılmış şerit biçimindeki çıkıntılara verilen ad