Üzgünüm, amacım seni korkutmak değildi.
- Sorry, I didn't mean to scare you.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't want to scare you.
Hâlâ o kazadan kalma bir yara izim var.
- I'll still have a scar from that accident.
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.
Yara kolunda bir iz bıraktı.
- The wound left a scar on her arm.
Yara kolumda bir iz bıraktı.
- The wound left a scar on my arm.
Bu çok korkutucu bir yer.
- This is a very scary place.
O orada bir yerde yalnız ve korkmuş.
- She's out there somewhere alone and scared.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
- The tragedy left a scar on my mind.
Tom kesinlikle ürküyor.
- Tom is certainly scared.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
- By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.
- We go to the cinema to be scared by watching horror movies.
Tom korkmak için çok aptal.
- Tom is too stupid to be scared.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
O, kediyi korkutup kaçırdı.
- She scared the cat away.
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.
Bazı yara izleri olabilir.
- There may be some scars.
Hepimizin korkudan ödü patladı.
- We were all scared shitless.
Tom hayaletlerden korkuyor.
- Tom is scared of ghosts.
Did that scare you when I said Boo!?.
... So they're going through a financial crisis that is scaring ...