Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.
- The king had clearly overstepped his constitutional role.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Tom benim rol modelimdi.
- Tom was my role model.
İyi bir rol modelisin, Tom.
- You're a good role model, Tom.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
- Tom believes in traditional gender roles.
Böyle rolleri sevmeye başlıyorum.
- I'm starting to like such roles.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.
... How can companies, like Google who are global play a role in ...
... and local level. But the federal government also can play a very important role. And I ...